Rumeli-Balkan Türklerini tanır mısınız?
Rumeli-Balkan Türkleri, federasyon olarak örgütlendi. Yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan güç birliği düşüncesi, pazar günü yapılan ilk olağan kongreyle hayata gözlerini açtı. Kapıda davul ve zurna, gelenleri karşılıyor. Rumelililer davulsuz, zurnasız yapamaz. Salonda perdeler, süsler, sandalyeler ve bayraklar hep kırmızı-beyaz. Kocaman bir poster duvarda. Mustafa Kemal Paşa ile Samsun'a çıkanlar isimleriyle fotoğrafta yer alıyor. 'Rumeli TV, Rumeli'nin buluşma noktası' yazan pankart iletişimin önemini gösteriyor dosta düşmana. Büyükşehir Belediye Kent Orkestrası, modern pop parçaları seslendiriyor. Salonda henüz tansiyon yüksek değil. 10. Yıl Marşı'yla son noktayı koyarak giderayak coşku dalgası yarattılar. Bayraklar havadayken "Ölüm ve Sürgün" adıyla kısa bir belgesel izledik. Bir hüzünlü göç hikâyesi. Tehcirin adı göç. Yerlerimizden, yurdumuzdan, malımızdan ve canımızdan olduğumuzun hiç anlatılmadığı göçün öyküsü.
Rahmetli anneannemden, ninemden dinlediklerim aklımda, gözlerime yüklenen yaşları tutmaya çalışıyorum. O acıları unutturan bize kimlerdi? Kimler yazdı yeniden tarihi? Aydınların savunmadığı, öyküsünü, romanını yazmadığı, filmini çekmediği Balkan öykülerimizin 500 yılı. Katliamlarla, zulümle ağlayan bir milletin gözyaşlarına kim cevap verdi? O günlerden Srebrenica soykırımına Bosna'ya uzanan kültürel nefret bitmedi. Yeni bulunan toplu mezarlar var. Neden bizi anlamaya çalışan, üzüntümüzü edebiyata döken kimse yok bu ülkede? Ciğerdelen ve Safiye Erol gibi biri daha neden çıkmıyor? 'Safiye Erol kim?' diye soran çocukları, gençleri yetiştiren eğitime, milli diyen kim? Yabancılaşmış aydınlara karşı bir haykırış Rumeli-Balkan Türklerinin sesi. 1699-1878 aralığında sadece 7 milyon Türk sürüldü, kıyıldı. Anadolu'ya milyonlarca insan göç etti. 'Tuna Nehri akmam' diyor 'mezar taşlarını koyun sananlar'a bir atıf olarak.
Özcan Pehlivanoğlu yukarıdaki soruları sordu herkese. "Türk Milletine Sesleniş" adını verdikleri kongrenin amacını anlattı. "Aşiret değiliz, sürü değiliz, bireyiz. Biz, bireyin özgürlüğüne inanıyoruz. Hemşericilik bilmeyiz. Mustafa Kemal yolundan dönmeyiz." diyerek devam etti.
Azınlık hakkı diye yırtınanlara sorular vardı: Batı Trakya'da müftümüzü neden seçemiyoruz?
İskeçe'de halk, müftüyü seçti ve müftü 6,5 ay hapis yattı. 2 ay önce de vefat etti.
Rodos'ta 3000 Türk yaşıyor. 7 tane Türk okulu vardı, bugün hepsi kapatılmış durumda. Türk çocukları Rum okuluna gidiyor. Yunanistan, adı Türkçe olan dernekleri kapattı. Tüm bunlara kim tepki verdi? Kimler yazdı? Kimler bunun uğruna mücadele etti?
Fetihle işgali aynı sananlar Evlâd-ı Fatihân lafını anlar mı? O ruhu bilir mi?
Kosova'nın Sesi gazetesini getiriyor bir Kosovalı. Türkçe gazeteyi okuyorum. Kosova'da oğluna, kızına tarihini anlatamıyor insanlar. Sırpların yazdığı kitaplarda kötülenen Osmanlı ve Türkler yüzünden çocuklar eziklik duyuyor, kendinden utanıyor. Babası 'Onlar doğru değil.' dediğinde çocuk 'Ama öğretmen söyledi.' demiş! Oysa Sırplara dönük önyargılar kitaplardan çıkartılmış.
Kosova'nın bağımsızlığını istemiyor, içişlerinde bağımsız dışişlerinde bağımlı olmaya razı etmeye çalışıyorlar. Piriştine'de birçok oyun dönüyor. Açıkça her yerde yazılan çizilen şu: "Ey Kosovalılar eski dininize dönün. Katolik olun ve bağımsızlığı kazanın." İslam, bağnaz ve zorbadır diyenlere bak! Kosova'da Vahabilerin ve İran Şialığı'nın etkin dinî çalışma yaptığını, aydın sınıftan eli kalem tutanları bile etkilediklerini anlatıyorlar. Sarı Saltık ruhunun dünyayı kucaklayan şefkatine uzak duran bu insanların tasavvufa sırtını döndüklerini dinlemek ne acı. Misyonerlerin cirit attığı Kosova direniyor, kendi kalabilmek için savaşıyor. Ama çok yalnız. Yardım istiyor. Bütün kurşun seslerini bastıran bir insan sesi haykırıyor: "Biz buradayız. Türkçe konuşuyoruz. Müslüman Arnavutlarız." İtalyanların ayda bir yaptığı dinî hoşgörü toplantılarına izin verilse de rahatlıkla, Müslümanlar için aynı şey geçerli değil. İyi haber... AB, 2008'i 'Balkanlarda dinlerarası diyalog yılı' ilan etti. Bütçe ayırdı. Kosova dahil birçok yerden Diyanet İşleri Başkanlığı'na başvuran; ama hiç destek alamayan kültür coğrafyamızı kim düşünecek? Kim destekleyecek?
28/11/2006 Kimse bizi siyasete malzeme etmeye çalışmasın...
Sayın Sevindi; Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu'nun toplantısında, Bulgaristan'daki 2.500 bin Türk'ün sesi duyulmadı ki, sizler de yer veremediniz. Batı Trakya'da, Kosova'da, Bosna'da neler olduğunu, Türk kamuoyu bir şekilde zaten biliyor. Ama asıl büyük sorun Bulgaristan'da yaşanıyor. Ve bizler, yani 1985 yılından bugüne sesimizi duyurmaya çalışan Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği üyeleri, Türkleri siyaset arenasında sabun gibi eritmeye çalışanları faş etmeye çalışıyoruz. Bulgaristan'da, 1200 Türk okulundan bugün bir tanesi bile yok. Türkçe, "yabancı dil" statüsüne alındı ve artık gençler Türkçe öğrenmek yerine, seçim haklarını İngilizce ya da Almanca üzerine kullanıyor. Bulgaristan'da 3 tane imam-hatip lisesi var, buralarda bile eğitim Bulgarca. Gasp edilen Osmanlı vakıfları, yok edilen camiler konusunda ise kimsenin kılı kımıldamıyor. Gazetenizden Çağrı Öztürk'ün haberini okuduysanız, çok iyi hatırlarsınız ki, bugün ezan Kırcaali'de 4 vakit, Sofya'da 3 vakit, Plovdiv'de ise 2 vakit okunuyor. Bunlar, Novly Antlaşması çerçevesinde Türklerin "azınlık" olarak tarif edildiği ve dillerinde, dinlerinde özgür olduğunun deklare edildiği bir ülkede yaşanıyor. Ve bu ülkede sözüm ona iktidar ortağı bir Türk partisi de var. Sayın Sevindi, öyle büyük spor salonlarında gösteriler yapacak gücümüz yok, ama davasından vazgeçmeyecek mangal gibi yüreğimiz var. Bir de bizim sesimizi duymaya gelin ve bizi de sevindirin olur mu?
Arif Gündoğdu
tesekkur
milletimizin, kardeslerimizin problemlerine deginerek bizi aydinlattiginiz icin size mutesekkirim. sagolun, varolun. ta japonya'da okuyup yuregim sizladi. insaallah bir seyler yapilir ve biz de katkida bulunabiliriz.
hasan ulu
Sayın Sevindi,
Umarım okuyanlar düşünürler... Düşünmek, ders çıkarmak ve yolumuzu seçmek zorundayız, eğer insan isek...
“Ona bulaşmıyalım, komşularımızı ve şecerelerini tanımayalım, sadece şeklen Batı’ya yönelelim, onların da şecerelerini araştırmayalım” diyenlere ne diyebiliriz? Kendimize uzakız, nefsimizin istekleri bize sadece kendini düşün, rahat et, sen tok yat, kardeşin ve komşun açken, diyorsa ve buna maalesef bazı münkir insanlarımız da (Allah beni affetsin) hak veriyorlarsa ve “sadece Batı ve rahat edeceksin” diyorlar ise, buna da kanan kardeşlerimiz var ise...
Unutmamalıyız, aklımızdan hiç çıkarmamalıyız “evlad-ı Resul olduğumuzu” ve dediğiniz gibi “haykırmalıyız, anlatmalıyız, aydınlık yüzümüz ve imanlı kalbimiz ile emperyalist güçlere karşı savaşmamız gerektiğini, Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının ruhu ile ” sonra ilim ile çalışmalıyız hiç yılmadan...Sabırlı olmalıyız, özgür hürriyet ve adelet sahibi olarak secde etmeyi düşünmeliyiz, koruma altında ve paraya gark olmuş şekil yerine...
Saygılarımla,
ismail mutlu
Sn.Sevindi,halkının gözlerinin içine baka baka Ramazanda su içeni siz bilirmisiniz? Ömrü hayatında kültürel merak adına hiç değilse birtek Cuma namazı kılmamışı siz bilirmisiniz? Namaz kılmanın ihrac nedeni olduğunu siz bilirmisiniz? İslamdan veba gibi korkan, başörtüsünden nefret edeni tanırmısınız? Korkmayın zannettiğiniz gibi değil: İslam düşmanı Sırplardan bahsediyorum. Allah bunlardan Balkan olsun kafkas olsun tüm müslümanları korusun. Yunanla dostluk turları, TV dizileri yetersiz değil mi biraz daha artmalı. Hiç bu zevatın bir İslam ülkesini ziyaretine şahit oldunuz mu? Yunanistan'da Çameriye bölgesi var duydunuz mu? Bura müslümanlarından olan, Arpiça köyü muhtarı dedem Yunan komitacılarca şehit edilmiş. Ne gam, şimdi şehit yakınları türbanlı diye aşağılanıyor. Saygılar.Levent.
Sayın Nevval Sevindi
Ben 1951 Bulgaristan göçmeni bır ailenın çocuğuyum.Aynı zamanda Rumeli TV nin kurucu yönetim kurulu üyesiyim.Rumelililer hakkında yazdığınız yazı hemşerilerimizin problemlerini ve geçmişte yaşadıklarını çok güzel vurguluyor.Ayrıca yapılan toplantının ve federasyon fikrinin -her ne kadar eksik ve yanlış yönleri olsa da- biz Rumelilileri katılıma ve bütünleşmeye sevkettiğini tüm içtenliğimle düşünüyorum.Bu nedenle bızım gıbı elini taşın altına koyan,birşeyler yapmaya çabalayan kişilerin hiçbir girişimde bulunmayan kişilerce eleştirilmesini de haksız ve yersiz buluyorum.Siyaset bilimi okuyan bir üniversite öğrencisi olarak medyanın gücünü ve kitleleri yönlendirmekteki önemini görmem Rumeli TV nin etkisinin hemşerilerimizi birleştirmek ve dayanışmayı sağlamak olacağına olan inancımı pekiştiriyor.Bu duygu ve düşüncelerle başarılarınızın devamını diliyorum.
M.CENK YILMAZ
DYP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı
"Rumeli – Balkan Türklerini tanır mısınız?" başlıklı yazınızı bir e-posta aracılığıyla okudum, içim yandı. O topraklarda 4 yıl süreyle görev yapmış (Kiril ve Metodi Üniversitesi, Türkoloji Bölümü) bir öğretim üyesi olarak Balkanları soludum. Üsküp'ten 2000 km uzakta, Erzurum'da doğmuş bir insan olarak Rumeli'yi kendi ilim, kendi köyüm gibi gördüm, sevdim. Atalarımın Balkanlarda ne kadar insanî bir medeniyetin mümessili olarak yaşadıklarını önceden zihnimle biliyorken daha sonra yaşayarak öğrendim.
Ve Türkiye'den giden birçok görevlinin, genellikle, hamakatleriyle oralarda çalıştıklarını, öz KARDAŞI olan insanlarla aralarında ne kadar çok bir mesafe bıraktıklarını gördüm, hüsrana uğradım.
Balkanlarda, sırpların yaptığı kültürel kıyım ve tahribe benzer bir şeyi bugün Müslüman Arapların (Vehhabilerin) petro-dolarları yapıyor. Güzelim Osmanlı Mimarisi örneği mabetlerimizi tamir etmek yerine, kökünden yıkıp yerine beton yığınları inşa ediyor. Estetikten, İslamın mazrufa uygun zarf anlayışından zerrece nasiplenmemiş bu zihniyet camilerin, türbelerin içinde bulunan mezar taşlarını parçalıyor, yok edip siliyor.
Ve Türkiye'de kendini dindar(?) sayan bütün zümreler, o mübarek Rumeli topraklarında hala, kendilerine yandaş insanlar yetiştirme çabasıyla hareket ediyor, asıl meseleye bir türlü vakıf olamıyorlar. Üstelik bir avuç insanı cemaatlere, tarikatlere bölmeye çalışıyorlar.
Devletimiz ve zenginlerimiz, eski Yunan eserlerini su yüzüne çıkarma yarışındalar. Bu bir anlamda yeni bir ihanet çeşidi değil mi?
Osmanlının elit takımı Rumeli'de yaşadı. Kültürde, sanatta, mimaride... kısacası her alanda Rumeli, Osmanlı Medeniyetinin en önemli kesimine bir zemin teşkil etti. Bugün bu miras, göz göre göre talan ediliyor. Bizler ise seyircisi durumunda kaldık.
Türkiye'deki Rumelili göçmenler (bu göçmenlerin çok zengin olanları var) yazınıza konu olan girişimlerini arttırarak kamuoyunun dikkatini "O Topraklar"a yeniden çekebilirler; kendileri yatırım yapabilirler. ..... Yazınızı birkaç kez okudum; bir Rumelili kadar etkilendim. Satırlarınız, Türkiye kamuoyunu harekete geçirecektir diye umuyorum. Lutfen devam edin, fırsat düştükçe yazın.
Teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.
Yrd. Doç. Dr. Hayati Yavuzer Abant İzzet Baysal Üni. Eğitim Fak. Öğretim Üyesi BOLU
>E-Posta: erkan_akkaynak@hotmail.com Konu: TORBEŞLER VE TÜRKLÜK Mesaj: SAYIN NEVVAL HANIM SİTENİZDE RUMELİ İNSANLARINA YER AYIRDĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER.BEN GÜZEL SANATLAR ÖĞRENCİSİYİM RESİM ÖĞRETMENLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ. .SİZDE BALKAN GÖÇMENİMİSİNİZ BİLMİYORUM FAKAT EĞERKİ ÖYLE İSENİZ 1 KAÇ KONUDAN BAHSETMEK İSTİYORUM UZUN SÜREDİR ARAŞTIRMA YAPIYORUM BALKAN KÜLTÜRÜNÜ VE GEÇMİŞİMİZİ ŞUNU GÖRDÜM. .OSMANLININ BALKANLARA GELİŞİ İLE ORAYA ANADOLUDAN TÜRKLER GETRİLDİ VE ÖĞRETMENLER İMAMLAR GETİRİLDİ BÜYÜKLER AYNEN ŞÖYLE DİYORLAR BİZ TÜRKÇEYİ ORADAKİ İMAMLARDAN ÖĞRENDİK YANİ MAKEDON İNSANLARI MÜSLÜMAN LIĞI KABUL EDİNCE İMAMLAR SAYESİNDE TÜRK OLAMAYA BAŞLAMIŞLAR İŞTE TÜRKÇEYİ İMAMLARDAN ÖĞRENMELERİ VE MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETMELERİYLE TÜRK OLARAK ADLANDIRIŞMIŞLAR.VE ZAMANLA HRİSTİYAN OLAN MAKEDONLARDA SİZ ÖZÜNÜZÜ UNUTTUNUZ İNKAR ETTİNİZ DİYEDE ONLARA KARŞI TAVIR ALMIŞLAR VE DÜŞÜNÜN OSMANLI ZAMANINDA BALKANLARDA BASKIN UNSUR OLMAYA BAŞLAMIŞ ORDUSU İLE VE MÜSLÜMAN OLANDAN VERGİ ALMIYORLAR YADA AZ ALIYORLAR MÜSLÜMANLARA DAHA ÇOK HAK TANINIYOR VB. NEDENLERLE BİZİM KİLER MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETMİŞ VE O DÖNEMDE ORADAKİ MAKEDONLARDAN DAHA İİ DURUMDALARMIŞ FAKAT OSMANLI YIKILINCA ORADA ZOR DURUMDA KALMIŞLAR BİR SÜRÜ NEDENDEN DOLAYI UZATMAK İSTEMİYORUM BUNLARI O NEDENLERDEN DOLAYI TÜRKİYEYE GELMİŞLER BENİM DEDEM PARTİZAN YUGOSLAVYA ORDUSUNDA SUBAY İMİŞ VE BABAMA 1 GÜN ŞÖYLE SÖYLEMİŞ ALMAN NAZİ ASKERLERİ KÖYE GELDİKLERİNDE KÖYE TÜRK BAYRAĞI ASTIK VE ALMAN ASKERLERİ BUNLAR TÜRK DEYİP BİZİMKİLERİN KÖYÜNE SALDIRMAMIŞ YANİ 1 ÇOK NEDİNİ VAR VE SONRA TÜRKİYEYE GELMİŞLER AMA KAÇ YIL KALMIŞ ERKEKLER 4,5 YIL İÇİNDE HEPSİ ALMANYAYA GİTMİŞ NASIL 1 TÜRKLÜK YANİ HAYAT ŞARTLARI VE BAZI OLAYLAR BUNA NEDEN OLMUŞ TABİ BİZLERDE OKULLARDA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNLE BÜYÜDÜK ANNEMDE ÖYLE BABAMDA ÖYLE VE KENDİMİZİ İYİCE TÜRK OLARAK GÖRDÜK... .SORUNUN KAYNAĞIDA BU ZATEN HALA BABAMLAR KENDİ ARALARINDA MAKEDONCA KONUŞURLAR.. .SANMAYINKİ BİZ 1 --2 AİLEYİZ BİZDEN TÜRKİYEDE ÇOK VAR MİLYONLARCA RUMELİ İNSANI VAR TÜRKİYEDE TÜRK OLMAYAN MÜSLÜMANLAR BOŞNAKLAR,BİZ TORBEŞLER,POMAKLAR,ARNAVUTLAR YANİ BAZI ŞEYLER OBJEKTİF DÜŞÜNÜLMEDEN SORUNLARIN KAYNAĞI ÇÖZÜLEMEZ .. .İŞİNİZDE BAŞARILAR DİLERİM SAYGILAR... .
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder