Kıbrıs yaz, Yunanlı cevap versin
“Rum şımarıklığının aslı” başlıklı yazım yayınlandığında ‘aslansın kaplansın’ diye okurlardan bir vaveyla kopmadı, milliyetçi mektup yağmuruna tutulmadım.
Ama yazı İngilizce yayınlandı ve Yunanlıların küfür kıyamet mektupları çığ gibi yağdı.
“Ne zaman Türk şımarıklığını yazacaksın?”
diyenlerden tutun da milliyetçi ve linçi teşvik eden halime kadar bir şey kalmadı. Bu ikili akademisyen ve köşe yazarlarımızın bazıları tarafından da çok sevilir ne tesadüf! Yazıma “havlama” deme inceliğinden tutun da “içmek ve yazmak tehlikelidir sarhoş yazar”a kadar geniş yelpaze insanın gözlerini yaşartıyor. Ermeni iddialarının nasıl Yunanlılar tarafından en temel argüman olarak kullanıldığını gördüm. Atatürk’ün kazandığı Kurtuluş Savaşı’mızı bile Batılı devletlerin yardımıyla kazandığımızı iddia eden Yunanlılar, Batılı devletlerin bizi işgalini unutacak kadar hafıza kaybından muzdarip, hem de en basit gerçekleri kabullenmekten acizler. ‘Türkiye milliyetçi’ diye ısrarcı olanlara ve bu konuda teori döktürenlere Yunan ve Ermeni milliyetçiliğinin kanıtlarını okumalarını tavsiye ederim.
Kanıt diye soru soran Yunanlı diyor ki: “Bir tek ülke gösterin ki, sizinle sınırı olsun ve de siz kavgalı olmayın.” Biz Yunanlılarla kavgalıyız diye algılıyor ve de Bulgaristan, Rusya, İran ile de kavgalı olduğumuzu varsayıyor.
Irak Savaşı’na 40 yıllık müttefikimiz ABD’ye hayır diyerek girmediğimizi bile karardan saymıyor.
‘Osmanlı, adam öldüren katiller sürüsü’ diye bakan Yunanlıların kendileriyle hesaplaşma hevesi hiç yok anladığıma göre.
Oysa bize sürekli Ermeni, Kürt meselesinde hesaplaşın deyip duruyor Batılılar.
İzmir’i biz yakmışız diyenler de var tabii.
O zaman yeniden bu konuda Amerikalı Donald Whittall ve USS Arizona’nın komutanının yazdıklarını okuyalım:
“Bulunduğum noktadan -gümrük ofisiyle Krame Palas Oteli arasında- elleri başlarında, tutuklu otuz silahsız adamın öldürülüşüne tanık oldum. Bu vahşet tamamen Rum askerinin eseriydi...”
Rum askerlerinin karaya çıktığı noktadan itibaren sivilleri katletmeleri anlatılıyor.
Sivillerin süngü ve bıçaklarla delik deşik edilişini komutan aktarıyor:
“Türklere yapılan insanlık dışı olayların çoğu Türkler tutukluyken gerçekleşmişti.”(*)
İngiliz kontrol subayı, raporunda, Yunanlıların Türk köylerini yağmaladıklarını, kaçan Müslümanları yakalayıp öldürdüklerini yazıyor. Müttefik araştırma komisyonu kentte düzenin işgal başladığı andan itibaren kökünden yıkıldığını, Yunan asker ve sivillerin yaralama, dayak, cinayet ve hırsızlık gibi suçları işlediğini yazıyor. Yunanlılar hiçbir neden yokken Osmanlı’ya saldırdılar ve yenildiler. Neden kızgınlar? Yunan mezalimi sadece Müslümanlara değil Yahudilere de yansıdı. Çünkü Yahudiler Türklerin müttefiki olarak görüldüğünden anti-semitik önyargıyla birleşince öldürülen ve sürülen birçok Yahudi oldu. Zaten eski yerleşimde de Rumların zaman zaman Yahudi yerleşimi basıp “çocukları yiyen Yahudi”leri aradıkları bilinen yazılı bir gerçektir. İngilizler ve müttefikler sağ olsun, rapor tutmuşlar ve Yunan gaddarlığını belgelemişler. Bugün de Kıbrıs sorunu, AB’nin kendi yasalarına aykırı olarak Güney Kıbrıs’ı AB üyesi yapmasından kaynaklanıyor. AB bu ana nedene değinmeden sirtaki oynuyor ve bizi de oynatmak istiyor. Madem yasalara bu kadar saygılı Batı, neden sınırları belirsiz bir yeri içine alıyor? Çünkü o zaman Türkiye’yi almayacağına kararlıydı. Şimdi ise ne yaptığını bilmiyor. Dümeni sağlam tutamıyor ve sürekli yalpalıyor. İkiyüzlü ve çifte standart uzmanı Batı, diplomasideki başarısını üç maymunu oynamaya, verdiği sözleri tutmamaya borçlu.
Bu yazdıklarımı yüzeysel okuyanlar iki sonuç çıkaracak: Yunanlılar düşmanımız ve AB’ye girmeyelim. Bunlar duygusal tepki. Gerçek ise bizim kimseye düşman olmadığımız ve de bu nedenle her şeye olumlu baktığımız. Art niyetsiz olmanın ceremesini çektiğimiz. İkinci olarak; AB’ye elbette gireceğiz. Hakkımız. Bunca yıl gümrüksüz ticaret dahil her şeyi yaptıktan sonra bu ittifakın içinde olmamız Avrupa’nın boynunun borcudur. Fakat Avrupa bunu silah haline getirirse bu onun intiharı olur. Bizim değil.
(*) Derleme: Osmanlı’ya Veda, Justin McCarthy
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder