25 Ocak 2009 Pazar

Mubadele resimleri- önce Rumlar getirildi.

Göç fotoğrafları
« : 05 Kasım 2008, 19:24:48 »




























Kayıtlı









14.mayıs.1924 açıkta bekleyen kırzade gemisine,müslüman türk ailelerin yüklenmesi kırmızı hocanın duaları eşliğinde. (selanik)


14.mayıs.1924 myrina-limni göç hazırlığı.



izmir limanında yunanistana gidebilmek için gemi bekleyen anadolu rum u.

Kıbrıs yaz, Yunanlı cevap versin -Neval Sevindi

Kıbrıs yaz, Yunanlı cevap versin

“Rum şımarıklığının aslı” başlıklı yazım yayınlandığında ‘aslansın kaplansın’ diye okurlardan bir vaveyla kopmadı, milliyetçi mektup yağmuruna tutulmadım.

Ama yazı İngilizce yayınlandı ve Yunanlıların küfür kıyamet mektupları çığ gibi yağdı.

“Ne zaman Türk şımarıklığını yazacaksın?”

diyenlerden tutun da milliyetçi ve linçi teşvik eden halime kadar bir şey kalmadı. Bu ikili akademisyen ve köşe yazarlarımızın bazıları tarafından da çok sevilir ne tesadüf! Yazıma “havlama” deme inceliğinden tutun da “içmek ve yazmak tehlikelidir sarhoş yazar”a kadar geniş yelpaze insanın gözlerini yaşartıyor. Ermeni iddialarının nasıl Yunanlılar tarafından en temel argüman olarak kullanıldığını gördüm. Atatürk’ün kazandığı Kurtuluş Savaşı’mızı bile Batılı devletlerin yardımıyla kazandığımızı iddia eden Yunanlılar, Batılı devletlerin bizi işgalini unutacak kadar hafıza kaybından muzdarip, hem de en basit gerçekleri kabullenmekten acizler. ‘Türkiye milliyetçi’ diye ısrarcı olanlara ve bu konuda teori döktürenlere Yunan ve Ermeni milliyetçiliğinin kanıtlarını okumalarını tavsiye ederim.

Kanıt diye soru soran Yunanlı diyor ki: “Bir tek ülke gösterin ki, sizinle sınırı olsun ve de siz kavgalı olmayın.” Biz Yunanlılarla kavgalıyız diye algılıyor ve de Bulgaristan, Rusya, İran ile de kavgalı olduğumuzu varsayıyor.

Irak Savaşı’na 40 yıllık müttefikimiz ABD’ye hayır diyerek girmediğimizi bile karardan saymıyor.

Osmanlı, adam öldüren katiller sürüsü’ diye bakan Yunanlıların kendileriyle hesaplaşma hevesi hiç yok anladığıma göre.

Oysa bize sürekli Ermeni, Kürt meselesinde hesaplaşın deyip duruyor Batılılar.

İzmir’i biz yakmışız diyenler de var tabii.

O zaman yeniden bu konuda Amerikalı Donald Whittall ve USS Arizona’nın komutanının yazdıklarını okuyalım:

“Bulunduğum noktadan -gümrük ofisiyle Krame Palas Oteli arasında- elleri başlarında, tutuklu otuz silahsız adamın öldürülüşüne tanık oldum. Bu vahşet tamamen Rum askerinin eseriydi...”

Rum askerlerinin karaya çıktığı noktadan itibaren sivilleri katletmeleri anlatılıyor.

Sivillerin süngü ve bıçaklarla delik deşik edilişini komutan aktarıyor:

“Türklere yapılan insanlık dışı olayların çoğu Türkler tutukluyken gerçekleşmişti.”(*)

İngiliz kontrol subayı, raporunda, Yunanlıların Türk köylerini yağmaladıklarını, kaçan Müslümanları yakalayıp öldürdüklerini yazıyor. Müttefik araştırma komisyonu kentte düzenin işgal başladığı andan itibaren kökünden yıkıldığını, Yunan asker ve sivillerin yaralama, dayak, cinayet ve hırsızlık gibi suçları işlediğini yazıyor. Yunanlılar hiçbir neden yokken Osmanlı’ya saldırdılar ve yenildiler. Neden kızgınlar? Yunan mezalimi sadece Müslümanlara değil Yahudilere de yansıdı. Çünkü Yahudiler Türklerin müttefiki olarak görüldüğünden anti-semitik önyargıyla birleşince öldürülen ve sürülen birçok Yahudi oldu. Zaten eski yerleşimde de Rumların zaman zaman Yahudi yerleşimi basıp “çocukları yiyen Yahudi”leri aradıkları bilinen yazılı bir gerçektir. İngilizler ve müttefikler sağ olsun, rapor tutmuşlar ve Yunan gaddarlığını belgelemişler. Bugün de Kıbrıs sorunu, AB’nin kendi yasalarına aykırı olarak Güney Kıbrıs’ı AB üyesi yapmasından kaynaklanıyor. AB bu ana nedene değinmeden sirtaki oynuyor ve bizi de oynatmak istiyor. Madem yasalara bu kadar saygılı Batı, neden sınırları belirsiz bir yeri içine alıyor? Çünkü o zaman Türkiye’yi almayacağına kararlıydı. Şimdi ise ne yaptığını bilmiyor. Dümeni sağlam tutamıyor ve sürekli yalpalıyor. İkiyüzlü ve çifte standart uzmanı Batı, diplomasideki başarısını üç maymunu oynamaya, verdiği sözleri tutmamaya borçlu.

Bu yazdıklarımı yüzeysel okuyanlar iki sonuç çıkaracak: Yunanlılar düşmanımız ve AB’ye girmeyelim. Bunlar duygusal tepki. Gerçek ise bizim kimseye düşman olmadığımız ve de bu nedenle her şeye olumlu baktığımız. Art niyetsiz olmanın ceremesini çektiğimiz. İkinci olarak; AB’ye elbette gireceğiz. Hakkımız. Bunca yıl gümrüksüz ticaret dahil her şeyi yaptıktan sonra bu ittifakın içinde olmamız Avrupa’nın boynunun borcudur. Fakat Avrupa bunu silah haline getirirse bu onun intiharı olur. Bizim değil.

(*) Derleme: Osmanlı’ya Veda, Justin McCarthy

Nevval Sevindi


Politikada Kadın Eli / Kadın Seçmen Geliyor! (1996-2007)

Bu kitap kadınlarını yeniden keşfetmeye girişecek herkes için bir rehber niteliğinde. Çünkü bu kitapta yer alan tümö yazılar, son yılları Anadolu�da ve büyük kentlerde kadın hareketinin içinde ve tam göbeğinde geçen Nevval Sevvindi�nin seyir defteri gibi.


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Daha Fazla Özgürlük

Daha Fazla Özgürlük, son on yılın muhasebesini sinema şeridi gibi gözler önüne seriyor.


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Aşk Kapıyı Her Zaman Çalar

Kadın-erkek ilişkilerini,kadın ve erkeğin toplumdaki rollerini anlatan
“Aşk Kapıyı Her Zaman Çalar”


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Kent ve Kültür

İstanbul’u,kent kültürünü,kültürel örgütlenmeyi,Anadolu ve dünya kentlerini anlatan
“Kent ve Kültür”


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Girişimci Amazonlar

Nevval Sevindi’nin Anadolu’da yaşayan, cesur girişimci kadınları anlatan
“Girişimci Amazonlar”


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Ne Kadar Sevgi, O Kadar Çözüm

Nevval Sevindi'nin sıcak ve sevgi dolu sözleri acı çeken kalplere ilaç gibi gelecek.


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Ne Kadar İlgi, O Kadar Sevgi

"Ne Kadar İlgi O Kadar Sevgi" de Nevval Sevindi hepimizin sırdaşı olmayı başarıyor...


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Fethullah Gülen ile Global Hoşgörü ve New York Sohbeti

11 Eylül sonrası artık bir klasik sayılan söyleşi demeyi vizyon sahibi insanlar için anlamlı.


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Kanserle Yaşıyorum

Ben insan ve hasta olarak "biricik" olduğumu biliyorum.


Arkadaşına Gönder:

İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :


CV (Özgeçmiş)


1975


İzmir Türk Koleji mezuniyet

1978/79

Ankara Üniversitesi Antropoloji�den mezuniyet

1977/80

Tahran�a yerleşme

1982/83

Klasik arkeoloji ve Antik Yunan üzerine master çalışması

1983/87

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı�nda araştırmacı, bakan danışmanlığı

1987

Özel bir bilgisayar firmasında pazarlama direktörü

1987/89

Dünya Bankası projeleri
�Çukurova Bölgesi gelişim projesi�

Coopers and Lybrand şirketinde çalışma

1989/93

Serbest yazar
75 yazı, makale, seyahat yazıları ve roman eleştirileri.

1990

Cumhuriyet gazetesi Yunus Nadi uzun metrajlı film senaryosu ödülü

1991 Multivizyon program senaryoları,sinema sektöründe film
1992 Senaryo çalışmaları
İlk yayınlanan kitap; Aşkın Ölümcül Etkileri

1992-98

Uluslar arası Seyahat Yazarları Birliği üyeliği
İstanbul�da Pimapen Kültürevi�ni kurdu ve yöneticiliğini yaptı
40�dan fazla tartışma paneli, sergi planlama ve gerçekleştirme
Pek çok kitap hazırlama ve yayını.
Çevre aktiviteleri ve makaleler
Çamlıca�ya 15 bin ağaç dikimi ve Pimapen Ormanı Projesi
Geleneksel ilk,orta ve lise düzeyinde ödüllü resim yarışmaları düzenleme
Çeşitli kentlerin kültür posterleriyle pek çok uluslar arası yarışmaya katılım ve ödüller.

1994

Aşkın Ölümcül Etkileri�nin ikinci baskısı
İkinci kitap; �İki Ülke İki Devrim/Türkiye İran�
Üçüncü Kitap; � Kent ve Kültür�
Kent yaşamı, kent planlaması ve kentlerin antropolojik tahlilleri.
TRT 2�de sohbet programları
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi�nde yıllık aktiviteler Yeni Yüzyıl�da yazar
Ünlü sinema oyuncusu Türkan Şoray �ın 4o yıllık arşivlenmiş ve toplanmış antropolojik malzemesinin sergilenmesi ve gelecekte kurulacak Türkan Şoray Müzesine hediye edilmesi için yapılan etkinlikler dizisi

1995

Türk-Çin sanat ve dostluk derneğinin kuruculuğu ve ikinci
başkanlığı.
Türkiye�nin çeşitli yörelerinde Kadın hakları, kent, kültür ve Orta Doğu konulu konferanslar dizisi
Kadın Eserleri Kütüphenesi ve Bilgi Merkezi Yönetim Kurulu Üyeliği
Kale Seramik�in sponsorluğunda ArifAşçı�nın İpek Yolu Projesi içinde antropolojik danışmanlık ve Özbekistan�ı geçiş
Kanal E�de program
Haftalık �Açık Toplum � tartışma programı hazırlık ve sunumu
Pek çok sosyal etkinlik ve konferansta konuşmacılık

1997

Kadın Adayları Destekleme Derneği KA-DER�in kuruculuğu
İpek Yolu Belgeseli�nin yapımcılığı ve yönetmenliği
Cerrahi dervişleri, İran, Türk Kültürü ve Aleviler üzerine araştırmalar İran seçimlerini gazeteci olarak Tahran�da izleme Dünya gezileri Çin�den Yeni Zelanda�ya seyahat yazıları
Ana Kültür�ün kurucu Yönetim Kurulu Üyesi İki yeni kitap; �Fethullah Gülen�le New York Sohbeti �, ( 1997�nin en çok satan kitabı) �Aşka ve Kültüre bir çağrıdır yolculuk�.
Marmara Üniversitesi�nde antropoloji ve kent planlaması konusunda dersler

1998

Samanyolu TV (STV) anchorwoman, günün yorumu
Yeni kitap, �Aşk Kapıyı Herzaman Çalar.� 21. Yüzyıl�da kadın erkek ilişkileri tartışması Samanyolu TV�de �Aynadaki Kadınlar� programının yapım ve sunuculuğu KA-DER yönetim Kurulu üyeliği STV�de haftalık tartışma programı �AÇI� sunuculuğu Pimapen Kültürevi�nde yayınlar Eski Türk kültürünü yansıtan�Tılsımdan Takıya� isimli İngilizce-Türkçe takı kitabı Güneydoğu�da her kent ve köyde konferanslar,ÇATOM inceleme ve çalışmaları,projeler Yunan-Türk kadınlarının barış çalışmaları yapmak için kurduğu Winpeace derneğinde çalışmalar, Atina�da toplantıya katılım,Dido Satirus ile röportaj

1999

STV� de iki program:
Demokrasi Gündemi ( tartışma programı )
Aynadaki Kadınlar ( girişimci kadınların öyküleri )
Güney Anadoluda anketler / incelemeler
�Kadınlar Olmadan Asla� isimli kitap ve iki uzun makale
Türkiye Gezi Kulübü�nün üyeliği ve onur ödülü

2000

Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği
Diyalog Avrasia Dergisi yayın kurulu üyeliği
Sayısız kanser konulu ulusal ve uluslararası konferans ve
Türkiye �den medyayı temsil ettiği toplantılar
J.W.Goethe Universitesinde �21.yüzyılda
dünyada değişim ve Türkiye�nin Yeri� tebliği
2010 GAP Master Plan�da sosyal bilimci olarak çalışma ve danışmanlık

Leslie Abdela İngiliz kadın hakları savunucusu ve parlamenterden siyasi eğitim seminerleri İngiliz Kültür ateşeliği tarafından diploma (KA-DER işbirliği)

2001

STV ' de yayınlanan "Göç Kuşakları" belgeselinin yapım,sunuculuk
ve metin yazarlığı (27.000km.Avrupa�da yol alarak yapılan program yurt dışında bir çok ülkede gösterildi)ve
TV dalında, Türkiye Yazarlar Birliği ödülü aldı
Sivil toplum örgütü Anakültür�ün başkanı seçildi, bu dernekte Türkiye�de ilk kez namus cinayetleri konusunda gösteri ve uluslararası çalışmalar yapıldı.
Bayrampaşa Belediyesi�nin verdiği 100 Başarılı Kadın ödülü
Uluslararası toplantılar;
Tel Aviv � GAP�ta kadını geliştirme projesi �
Frankfurt Üniversitesi�nde � 21.yy�da Türkiye � konferansı

2002

STV' de "Hayatın Aynası" her gün yayınlanan aile,çocuk ve aile kültürüne dönük program

Anadolu'da üç ay "kanser" konulu konferanslar

Zaman Gazetesinde haftada iki gün köşe yazarlığı

Üç yeni kitap yayını: Kanserle Yaşıyorum, Global Hoşgörü, "Ne kadar ilgi O kadar sevgi"

DA (Diyalog Avrasya) dergisi genel yayın yönetmenliği
(Rusça ve Türkçe yayınlanan dergi Avrasya coğrafyasında dağıtılmakta)

Diyalog adında bir danışmanlık ve koçluk şirketi kurdu. Motivasyon, kendine güven, siyaset ve teknikleri, kültür, girişmcilik, aile içi iletişim, iletişim becerileri, kanserle yaşamayı öğrenme üstüne danışmanlık veren şirket sadece N.Sevindi'nin buluşu olan "Anahtar Çözüm Konferansları"nı uyguluyor. 2 günlük konferanslarda toplu çalışmalarla kurumsal sorunların tespiti ve çözüm önerilerinden biri saptanıyor. Yönetici ve kurum koçluğu yapan Nevval Sevindi kültürü iyi bilen bir teorisyen olarak yerel uygulamalar yapmaktadır.

2003

Yeni yayınlar: �Girişimci Amazonlar�
� Ne kadar sevgi O kadar çözüm�

Ayrıca �Aşk Kapıyı Her Zaman Çalar� ve �Kent ve Kültür�
kitaplarının genişletilmiş yeni baskıları
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi merkezi yönetim Kurulu üyesi
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi�nde �Kent ve Kültür � konulu konferanslar
Hollanda ve Almanya �da konferanslar dizisi
Rusya ve Avrasya�da pek çok toplantıya araştırmacı olarak katıldı.
Kırım Devleti�nin 10.yıl kutlamaları çerçevesinde Kırım�da
konuşmacı �Osmanlı Kadınları�
2003 yılı iletişim ödülününü alan DA(Diyalog Avrasya) yayın editörlüğü
Zaman gazetesinde köşe yazarlığı
DA tanışma toplantıları
5�7 Haziran tarihleri arasında Kazakistan�ın Almatı (Almaata) şehrinde yapılan Kültürlerarası Diyalog Forumu, küreselleşen dünyamızda Avrasya�nın rolünü ve önemini konusunda konuşmacı
Konrad Adenauer Vakfı ile Yüksek Strateji Merkezi�nin ortaklaşa düzenlediği �güvenlik politikaları� workshop�unda konuşmacı,katılımcı
Özel Azerbeycan Üniversitesi rektörü Prof. Selahattin Halilov�un davetlisi olarak Bakü�de entelektüellerle, bilim adamlarıyla, rektörlerle ve sanatçılarla birlikte konferanslar , radyo ve TV programları
Milli İlimler Akademisi Felsefe Enstitüsünde konuşma
Azerbeycan Kadın teşkilatları Birliğinde �Türkiye�de Kadın Erkek İlişkisi� konulu konferans
Vrij, Nijmegen ve Rotterdam Erasmus üniversitelerinde konferanslar (Hollanda)
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanlığı�ndan kanser
konusunda yaptığı katkılardan dolayı ödül
Yaşam koçluğu şirketininin kurulması (çeşitli alanlarda kurum ve bireylere danışmanlık hizmetleri,seminerler)


2004

2004 Antalya�da DA(diyalog Avrasya ) platform toplantısında bölgeden 17 ülkeyle toplantı

Almanya Türk Toplumu (Türkische Gemeinde in Deutschland e.V)davetlisi olarak Hamburg ve civarında konferanslar konu:21.yüzyılda Avr.da ve Türkiyede kadınlar

T.C.BAŞBAKANLIK AİLE ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANLIĞI IV. AİLE ŞURASI�na katılarak aile konusunda bildiri verdi

Yoksulluğun Ekonomik, Kültürel ve Psiko-Sosyal Yönleri komisyonunda çalışmalar

Türk Araştırmalar Merkezi, UNESCO Almanya ve Robinson Club Nobilis birlikte bir sempozyum yaptı

"Avrupa�daki İslamiyet Euro-İslam� toplantısında konuşmacı

UNESCO�nun da katıldığı 21.yüzyılda �birlikte yaşama kültürü� sempozyumunda Kazakistan�da konuşmacı

16-21 Haziran Tataristan Kazan �da Dünya Kültür Mirası Avrasya Şehirleri 1.Uluslararası konferansı

�Kültürün Çeşitliliğini koruyarak Avrasyada birlik ve anlayışın sağlanması� konusunda katılımcı 25 ülke temsilcisiyle birlikte tebliğ verme

GENAR-İst. Büyükşehir Bel. Ortaklığı ile yapılan �Kentim İstanbul� projesi kapsamında konuşmacı

Beyin fırtınalarına katılım. Bu çerçevede 50 okulda proje çalışması

Vogel- Burda-DBR bünyesinde kadın dergisinde editöryel çalışma

16-21 ağustos Moskova�da xxxvıı.toplanan ICANAS uluslararası oryantalistler kongresi teblig konusu: Batı karşısında Doğu�nun duruşu
Özel Azerbeycan Üniversite�nin davetlisi olarak Bakü�de konferans ve yayınlar

Kafkas Vakfı Kocaeli Temsilciliği tarafından "Değişen Dünyada Kafkasya" konulu toplantıya konuşmacı olarak katıldı.

Kentim istanbul Projesi çerçevesinde Robert Kolejde, "İstanbul�da Yaşam" konulu konferansta Göksel Kortayla beraber konuşmacı.


2005

�Kırık Kalpli Kadınlar Ülkesi" yeni yayın

Ufuk Kitapları genel yayın koordinatörü

Muş�da Onko-Sev (kanser derneği)ilk kez doğuda kurulmasına önayak olan N.S. kurucu onur üyesi

ABD Kent State Üniversitesi, GAP İdaresi ve Bahçeşehir Üniversitesi işbirliği ile yürütülen Kadın Liderlik eğitim seminerinde örnek case olarak konuşmacı �Kadın Lider modeli�

Uluslararası katılımlı Ulusal kanser kongresinde konuşmacı �kanser politikaları�

Ülke çapında kanser,kadın ve aile konulu konferanslar

"Uluslararası Sinema Tarih Buluşması" festivalinde, "Medyanın Öteki Tarihe Etkisi" sempozyumunda Yunanlı kadın gazetecilerle medyada kadının sorunları ve çözüm önerileri tartışmasında katılımcı

2005 Ahi Haftası�nın açılışını yapan ilk kadın konuşmacı oldum

Expo Channel �da AB Yolunda Ahilik programı yapımcı ve sunucusu


2006

Türkiye Araştırmaları Merkezi (TAM) kültür günleri kapsamında İran konulu konferans(Essen)

Türk-Alman Sağlık Vakfı için kanser konulu konferans (Frankfurt)

Türk Alman Kulübü için �1000yıllık Türk Kültüründe Kadının yeri konferansı (Frankfurt) ve imza günü

Frankfurt Türk Kitapevi�nin düzenlediği �Türk kültüründe kadın� konferansı ve imza günü

Frankfurt�ta Hürriyet gazetesi etkinliği olarak kadın toplantıları

Çorum Kanser Derneği Onko-Sav kurucu başkanı

Aydın kanser Derneği Ay-Kam kurucu başkanı

Uşak Kanser Derneği kurucu başkanı

Trabzon Kanser Derneği kurucu başkanı

Akhisar, Yalova, Adapazarı, Turgutlu, Urfa, Muş, Ahlat, Kayseri, Kocaeli, Bursa, Rize, Çamlıhemşin, Samsun, Konya, Antalya, Alanya, Balıkesir, Erzurum, Ankara Çubuk ilçesi, Çorum�da konferanslar

Onko-Day kanser etkinlikleri ve ödül

Konya hasta Hakları sempozyumunda konuşmacı

Konya�dan başlayan Muhiddin-i Arabi güzergahı olan Suriye gezisi

Galata Mevlevihanesinde peygamberimizin kutlu doğum günü konferansı (Yeni Osmanlılar Derneği)

Avrasya büyükelçileriyle Avrasya değerlendirilme toplantısı (Büyükada)

Avustralya radyosuna üç haftada bir Türkiye raporu programı

Şişli Belediyesine motivasyon eğitimleri

Çorum AKP kadın ve gençlik kollarına politika ve motivasyon,kampanya eğitimi

Cihangir Koleji öğretmenlerine motivasyon ve konsantrasyon , zaman kullanımı eğitimi

Çeşitli aile içi iletişim ve çocuk eğitimi seminerleri

Arizona State University, North Carolina University ve Duke University �de Cemalnur Sargut hanımefendiyle Mevlana Konferansları

İtalyan RAİ televizyonunda program , Türkiye ve İslam

BBC radyo programı, İslam ve kadın

İtalyan-Türkiye ilişkilerinin 150.yılı münasebetiyle Roma toplantısı (SAM)

İsrail-Türkiye ilişkileri toplantısı (Kudüs)

DA Platformunun Avrasya�da ve İstanbul�daki çeşitli toplantıları

Avustralya Radyosunda Türkiyenin Sesi programında üç haftada bir siyasi yorumlar


DYP Genel Başkan Danışmanlığı kadın konusunda

ÖDÜL

Sağlık Bakanlığı �nın verdiği kanser konusunda yaptığım katkılardan dolayı

Sayın bakan prof. Recep Akdağ �ın verdiği ödül

Mavigün Koleji veli ve örgencilerinin seçimiyle �Yılın En İyi kadın Köşe Yazarı�


2007


DYP siyasi çalışmalar

Genel Seçimlerde İstanbul 1.Bölge 1.sıra milletvekili adayı

Roma�da Türk �İtalyan forumu ve İstanbul�daki forumda katılımcı

ABD �de NewYork Üniversitesi yayınevi

Sunypress yayındanevinden İngilizce kitabının yayını

�Contemporary İslamic Conversations (editör prof.İbrahim M.Abu-rabi)

Çankırı Belediyesi konferans �Kent yaşamı ve Kültür�

Diyanet Vakfı �Yükselen Dindarlık mı?�

Giresun Kanser Tanı Merkezi

Çanakkale Biga Üniversitesi �Cumhuriyetten Günümüze demokrasi ve laiklik�

18Mart Üniversitesi �Girişimcilik modeli olarak Ahilik�

Uçan Süpürge Kadın �Yerel Kadın Muhabirlere konferans�

DP İstanbul 1.Bölge 1.sıra milletvekili adaylığı

Bu çerçevede Köln radyosu,WDR yayınları,El Cezire,Deutche Welle,Die

Zeit,Viyana radyosu, İsviçre ve Fransız tv ile röportajlar

4.Türk-İtalyan forumu

Yazarlık Okulu eğitmenliği

Avustralya Sidney radyosuna haber program haftada bir gün


2008


DP Genel Başkan yardımcısı görevi Basın ve propaganda ve Dış ilişkiler



ZAMAN
ZAMAN - CumaErtesi
ZAMAN - Turkuaz

Güncel
Yeni Yüzyıl
Güneydoğu ve Kadın


Avrupa�daki Türkler
Anadolu�da kadın
İran
Avrasya coğrafyası
Kadın ve politika
Son okuduklarım


Kent
Estetik
Kültür
Yemek
Dernekler


Articles



Soru Gönder
Soru-Cevap Arşivi







Linkler

Aktif Ziyaretçi

6

Bugünkü Ziyaretçi

355

Toplam Ziyaretçi

1010516





Gazete Yazıları > ZAMAN Turkuaz

2003-09-29

ERKEKLER NEDEN AŞIK OLMAYI BAŞARAMIYOR?

Arkadaşına Gönder:


İsminiz:

E-mailiniz:

Arkadaşınızın İsmi:

Arkadaşınızın E-maili :

Yorum Ekle :


İsiminiz:

Başlık:

Yorum:


MEKTUPLARLA BİRLİKTE.....



Benim yazıma yağan öfke seli ne kadar tanıdık yarabbi. Bir deniz kıyısındasınız ya da evin balkonunda akşam güneşi batmakta ve ortalığı kızıla boyayan güneşin son sıcaklığı teninize değiyor. Eliniz yemek hazırlığında ve evdeki herkesi mutlu edecek masayı hazırlamaktasınız çiçek gibi. Birden bir öfke sağanağı gelir erkekten, çocuklar kaçışır, normal yaşam durur ve sizin yemek boğazınıza takılır. Bütün sevecenlik uçar gider. Neden çok basittir aklıselimle çözülse, oysa erkekler öfkelerini kusmadan rahatlamazlar. Ertesi gün hepsini unuturlar. Siz kırık bir kalple baş başa kalırsınız. Benim babam böyle bir adam değildi. Sadece bütün erkekler kadar öfkeliydi, bize de çok düşkün bir babadır. Ancak çevremde ömür boyu bu erkekleri gözledim. Çok duygusal ve bu duygusallığı öfkeyle gizlemeye çalışan, egoları çok yüksek ve bunu alınganlık arkasına saklayan erkekler... Erkeklerin temel zaafı eksiklik ve güçsüzlük duygusuyla baş edememeleri, bunu yenmek için karşıdaki zayıfı ezme güdüleri. Kendilerini değiştirmek, iç dünyalarında bir değişimi sağlamak yerine öfkeyle duygusal agresiflik temel davranış biçimi.
Zaten bilim adamlarının dediği Y kromozomu agresif bir yapıda ve bu nedenle küçülüyor, çünkü kendi kendini yiyor saldırganlığıyla. Dilimizde vardır bu; kendi kendini yiyip bitirmek işte tam öyle!

Erkekler kendilerini “up–grade” edemedikleri için varolanı en basit düzeyiyle savunmak ve öfkeyle yaptırım uygulamak kolay geliyor. Mahalle maçında gol yemiş erkek çocuklar gibi ter ter tepiniyorlar. Tekme, tokat ve tükürerek rahatlamak istiyorlar. Mektuplar buna açık bir delildi.

Bu yüksek ego nedeniyle erkekler âşık olamıyor. Onların genel eğilimi ‘benim aşkıma layık kadın var mı ki?’ oluyor. Bu aşılamayan bir egonun ifadesi. Egosunu aşamayan âşık olamaz. Çünkü aşk bir başka ruhta gezinti ve maceradır. O ruhu tanıma isteğidir. “seven insanın ayağı mı yok/ işte ona ölümsüzlük kanadı/ yukarılara onunla uçar gider.”* Aşk ve sevgi bizi egomuzun ağır, sıkı iplerinden kurtarır. Ölümsüzlüğe aşk ve sevgi ile vasıl olabiliriz. “Sen benim kim olduğumu biliyor musun, şimdi seni ezerim” mantığı egonun ağır ve kara gövdesidir ki oturduğu yerden kalkmaz.

Egoyu aşarak “kamil insan” olmak için ciğer satan mürşitler, en aşağılık sayılan işleri yapan erenler bunu anlatmaya çalışmışlardır arif olanlara.

Egonuzu yıkabilmeniz için birkaç öğüt sıralayacağım ki aşkı tadabilin:

1. Empati geliştirme: Evinizde eşinizle, sevdiğinizle, içinizi titreten nişanlınızla empati kurun. Ona duyarlılığınızı, sevgi titreşimlerini hissettirin. Onun yerine koyun kendinizi bir sözü söylerken, bağırırken ya da benim istediğimi yap yeter derken. Başka bir dünyanın kapısını aralamak elinizde.

2. Nezaket: Kadınlara değil, herkese nezaket ve sevgi diliyle davranın. Nezaketin kaybolduğu bu hoyrat dünyaya siz de öfkenizle yardımcı olmak yerine nezaketinizle şaşırtın ve bir üst basamağa çıkın. İnanın oradan dünya daha güzel görünüyor.

3. Sevgiyi iletmek: Agresifliğinize ve öfkenize teslimiyet yerine onu teslim alın. Ondan büyük olmaya çalışın ve olgunlaşmanın kanatlarını takın gönlünüze. Sevgiyi büyütmek ve ortaya çıkarmak için harcayacağınız her dakika size yol, su, elektrik olarak geri dönecektir, emin olun!

Sevginiz ailenize ve size pozitif bir bakış getirecektir. “Bu kupkuru yerde yakınmaktan gayri ne gördük/ bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri”* demek yerine, eşref–i mahlukattan olduğunun bilincine varıp öyle davranmak gerekmez mi?
“bu ırmak alabildiğine yaşamaktan/ bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret”* kılınabilir egonun dayanılmaz ısrarına, nefsin öfke tuzağına düşmeden.

Nefsin şanına öfke yakışır, kamil olma niyetinin şanına sevgi.
“İyi insanların şarkıları/ ta yukarlardan aşağılara/ güneşin ışıkları gibi iniyor/ iyi insanlar yağmur demiyor, kar demiyor/ ortalık kış kıyamet/ kolları sıvamışlar/ taze yaz meyvaları yetiştiriyorlar”* Ne meyva bahçeleri öfke nöbetlerine feda edildi bir düşünün. Sonra aşka doğru yola çıkın.



Nevval Sevindi kimdir?
İzmir'de dünyaya gelen Nevval Sevindi, Ankara Üniversitesi Antropoloji bölümünden mezun olduktan sonra Klasik Arkeoloji ve Antik Yunan alanında Master yaptı. Sevindi, 1987 yılında Dünya Bankası'nın Çukurova Bölgesi Gelişim Projesi'nde görev aldı. Serbest yazılarına bu yıllarda başlayan Sevindi, 1990 yılında Cumhuriyet Gazetesi Yunus Nadi Uzun Metrajlı Sinema Senaryosu Ödülü de aldı. Yeniyüzyıl Gazetesi'nin çıkışından itibaren kadın-erkek ilişkileri, kadın hakları, sosyal ve kültürel politikalar üzerine yazılar yazmaya başladı.
Yeniyüzyıl için dönemin gündemdeki ismi Fettullah Gülen ile New York'ta ses getiren seri röportajlar yapan Sevindi, bu röportajlarını kitap olarak da yayınladı.
Sevindi ayrıca Samanyolu TV'de demokrasi kültürü, kadın hakları gibi alanlarda programlar yaptı. Uzun süre de Zaman Gazetesi'nde bu alanlarda yazdı.
Nevval Sevindi, 1998 yılında kanserle mücadelesinden başarıyla çıktı. Kanser ve kanser hasta hakları üzerine de çalışan ve Kanser hasta dernekleri oluşturan Sevindi bu çalışmasıyla Sağlık Bakanlığı'ndan da ödül aldı.
Sevindi'nin, aralarında "Aşk Kapıyı Her Zaman Çalar", "Kent ve Kültür", "Ne Kadar İlgi O Kadar Sevgi" ve "Daha Fazla Özgürlük" adlı kitapların da olduğu yayınlanmış 13 kitabı bulunuyor.


Nevval Sevindi bu kitapları tavsiye ediyor

Altı yaşında okumaya başladım ve durmadan hâlâ okuyorum. Çok düzenli ve sistematik bir okumayla üniversiteye geldim. Türk ve yabancı masallar, çocuk klasikleri, Türk klasikleri, dünya klasikleri, antik Yunan felsefesi, dinler tarihi ve modern felsefe, sosyoloji, antropoloji. Böylece Ankara üniversitesi antropoloji bölümünü seçerek giren tek kişiydim. Sonra aslından Yunan edebiyatı ve Farsça eğitimi, klasik Yunanca ve Herodot okuma dönemi ve güncel Türk ve dünya edebiyatı yanı sıra büyük bir şiir kütüphanem var. Şiir gerçek sevdamdır. Divan edebiyatından dünya ülkeleri şiirlerine uzanan geniş bir yelpaze. Devamlı okudum ve yanı sıra yazdım. Şiirler, öyküler ve metinler... Çok fazla çöpe attım. 30 yaşıma kadar az yayınladım. O yaşta gazete ve kitaba karar verdim. Bugün 13 kitabım var. Yayınlanmamış yüzlerce makalem, yazım, öyküm, şiir...
Okumak ve yazmak benim hayatımın biçimidir. Bugün özellikle tarih, sosyoloji, antropoloji, tasavvuf, roman ve şiir okumaya devam ediyorum.

Rumeli-Balkan Türklerini tanır mısınız?

Rumeli-Balkan Türkleri, federasyon olarak örgütlendi. Yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan güç birliği düşüncesi, pazar günü yapılan ilk olağan kongreyle hayata gözlerini açtı.
Kapıda davul ve zurna, gelenleri karşılıyor. Rumelililer davulsuz, zurnasız yapamaz. Salonda perdeler, süsler, sandalyeler ve bayraklar hep kırmızı-beyaz. Kocaman bir poster duvarda. Mustafa Kemal Paşa ile Samsun'a çıkanlar isimleriyle fotoğrafta yer alıyor. 'Rumeli TV, Rumeli'nin buluşma noktası' yazan pankart iletişimin önemini gösteriyor dosta düşmana. Büyükşehir Belediye Kent Orkestrası, modern pop parçaları seslendiriyor. Salonda henüz tansiyon yüksek değil. 10. Yıl Marşı'yla son noktayı koyarak giderayak coşku dalgası yarattılar. Bayraklar havadayken "Ölüm ve Sürgün" adıyla kısa bir belgesel izledik. Bir hüzünlü göç hikâyesi. Tehcirin adı göç. Yerlerimizden, yurdumuzdan, malımızdan ve canımızdan olduğumuzun hiç anlatılmadığı göçün öyküsü.

Rahmetli anneannemden, ninemden dinlediklerim aklımda, gözlerime yüklenen yaşları tutmaya çalışıyorum. O acıları unutturan bize kimlerdi? Kimler yazdı yeniden tarihi? Aydınların savunmadığı, öyküsünü, romanını yazmadığı, filmini çekmediği Balkan öykülerimizin 500 yılı. Katliamlarla, zulümle ağlayan bir milletin gözyaşlarına kim cevap verdi? O günlerden Srebrenica soykırımına Bosna'ya uzanan kültürel nefret bitmedi. Yeni bulunan toplu mezarlar var. Neden bizi anlamaya çalışan, üzüntümüzü edebiyata döken kimse yok bu ülkede? Ciğerdelen ve Safiye Erol gibi biri daha neden çıkmıyor? 'Safiye Erol kim?' diye soran çocukları, gençleri yetiştiren eğitime, milli diyen kim? Yabancılaşmış aydınlara karşı bir haykırış Rumeli-Balkan Türklerinin sesi. 1699-1878 aralığında sadece 7 milyon Türk sürüldü, kıyıldı. Anadolu'ya milyonlarca insan göç etti. 'Tuna Nehri akmam' diyor 'mezar taşlarını koyun sananlar'a bir atıf olarak.

Özcan Pehlivanoğlu yukarıdaki soruları sordu herkese. "Türk Milletine Sesleniş" adını verdikleri kongrenin amacını anlattı. "Aşiret değiliz, sürü değiliz, bireyiz. Biz, bireyin özgürlüğüne inanıyoruz. Hemşericilik bilmeyiz. Mustafa Kemal yolundan dönmeyiz." diyerek devam etti.

Azınlık hakkı diye yırtınanlara sorular vardı: Batı Trakya'da müftümüzü neden seçemiyoruz?

İskeçe'de halk, müftüyü seçti ve müftü 6,5 ay hapis yattı. 2 ay önce de vefat etti.

Rodos'ta 3000 Türk yaşıyor. 7 tane Türk okulu vardı, bugün hepsi kapatılmış durumda. Türk çocukları Rum okuluna gidiyor. Yunanistan, adı Türkçe olan dernekleri kapattı. Tüm bunlara kim tepki verdi? Kimler yazdı? Kimler bunun uğruna mücadele etti?

Fetihle işgali aynı sananlar Evlâd-ı Fatihân lafını anlar mı? O ruhu bilir mi?

Kosova'nın Sesi gazetesini getiriyor bir Kosovalı. Türkçe gazeteyi okuyorum. Kosova'da oğluna, kızına tarihini anlatamıyor insanlar. Sırpların yazdığı kitaplarda kötülenen Osmanlı ve Türkler yüzünden çocuklar eziklik duyuyor, kendinden utanıyor. Babası 'Onlar doğru değil.' dediğinde çocuk 'Ama öğretmen söyledi.' demiş! Oysa Sırplara dönük önyargılar kitaplardan çıkartılmış.

Kosova'nın bağımsızlığını istemiyor, içişlerinde bağımsız dışişlerinde bağımlı olmaya razı etmeye çalışıyorlar. Piriştine'de birçok oyun dönüyor. Açıkça her yerde yazılan çizilen şu: "Ey Kosovalılar eski dininize dönün. Katolik olun ve bağımsızlığı kazanın." İslam, bağnaz ve zorbadır diyenlere bak! Kosova'da Vahabilerin ve İran Şialığı'nın etkin dinî çalışma yaptığını, aydın sınıftan eli kalem tutanları bile etkilediklerini anlatıyorlar. Sarı Saltık ruhunun dünyayı kucaklayan şefkatine uzak duran bu insanların tasavvufa sırtını döndüklerini dinlemek ne acı. Misyonerlerin cirit attığı Kosova direniyor, kendi kalabilmek için savaşıyor. Ama çok yalnız. Yardım istiyor. Bütün kurşun seslerini bastıran bir insan sesi haykırıyor: "Biz buradayız. Türkçe konuşuyoruz. Müslüman Arnavutlarız." İtalyanların ayda bir yaptığı dinî hoşgörü toplantılarına izin verilse de rahatlıkla, Müslümanlar için aynı şey geçerli değil. İyi haber... AB, 2008'i 'Balkanlarda dinlerarası diyalog yılı' ilan etti. Bütçe ayırdı. Kosova dahil birçok yerden Diyanet İşleri Başkanlığı'na başvuran; ama hiç destek alamayan kültür coğrafyamızı kim düşünecek? Kim destekleyecek?


28/11/2006
Kimse bizi siyasete malzeme etmeye çalışmasın...

Sayın Sevindi; Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu'nun toplantısında, Bulgaristan'daki 2.500 bin Türk'ün sesi duyulmadı ki, sizler de yer veremediniz. Batı Trakya'da, Kosova'da, Bosna'da neler olduğunu, Türk kamuoyu bir şekilde zaten biliyor. Ama asıl büyük sorun Bulgaristan'da yaşanıyor. Ve bizler, yani 1985 yılından bugüne sesimizi duyurmaya çalışan Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği üyeleri, Türkleri siyaset arenasında sabun gibi eritmeye çalışanları faş etmeye çalışıyoruz. Bulgaristan'da, 1200 Türk okulundan bugün bir tanesi bile yok. Türkçe, "yabancı dil" statüsüne alındı ve artık gençler Türkçe öğrenmek yerine, seçim haklarını İngilizce ya da Almanca üzerine kullanıyor. Bulgaristan'da 3 tane imam-hatip lisesi var, buralarda bile eğitim Bulgarca. Gasp edilen Osmanlı vakıfları, yok edilen camiler konusunda ise kimsenin kılı kımıldamıyor. Gazetenizden Çağrı Öztürk'ün haberini okuduysanız, çok iyi hatırlarsınız ki, bugün ezan Kırcaali'de 4 vakit, Sofya'da 3 vakit, Plovdiv'de ise 2 vakit okunuyor. Bunlar, Novly Antlaşması çerçevesinde Türklerin "azınlık" olarak tarif edildiği ve dillerinde, dinlerinde özgür olduğunun deklare edildiği bir ülkede yaşanıyor. Ve bu ülkede sözüm ona iktidar ortağı bir Türk partisi de var. Sayın Sevindi, öyle büyük spor salonlarında gösteriler yapacak gücümüz yok, ama davasından vazgeçmeyecek mangal gibi yüreğimiz var. Bir de bizim sesimizi duymaya gelin ve bizi de sevindirin olur mu?

Arif Gündoğdu

tesekkur

milletimizin, kardeslerimizin problemlerine deginerek bizi aydinlattiginiz icin size mutesekkirim. sagolun, varolun. ta japonya'da okuyup yuregim sizladi. insaallah bir seyler yapilir ve biz de katkida bulunabiliriz.

hasan ulu

Sayın Sevindi,



Umarım okuyanlar düşünürler... Düşünmek, ders çıkarmak ve yolumuzu seçmek zorundayız, eğer insan isek...



“Ona bulaşmıyalım, komşularımızı ve şecerelerini tanımayalım, sadece şeklen Batı’ya yönelelim, onların da şecerelerini araştırmayalım” diyenlere ne diyebiliriz? Kendimize uzakız, nefsimizin istekleri bize sadece kendini düşün, rahat et, sen tok yat, kardeşin ve komşun açken, diyorsa ve buna maalesef bazı münkir insanlarımız da (Allah beni affetsin) hak veriyorlarsa ve “sadece Batı ve rahat edeceksin” diyorlar ise, buna da kanan kardeşlerimiz var ise...



Unutmamalıyız, aklımızdan hiç çıkarmamalıyız “evlad-ı Resul olduğumuzu” ve dediğiniz gibi “haykırmalıyız, anlatmalıyız, aydınlık yüzümüz ve imanlı kalbimiz ile emperyalist güçlere karşı savaşmamız gerektiğini, Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının ruhu ile ” sonra ilim ile çalışmalıyız hiç yılmadan...Sabırlı olmalıyız, özgür hürriyet ve adelet sahibi olarak secde etmeyi düşünmeliyiz, koruma altında ve paraya gark olmuş şekil yerine...



Saygılarımla,



ismail mutlu


Sn.Sevindi,halkının gözlerinin içine baka baka Ramazanda su içeni siz
bilirmisiniz?
Ömrü hayatında kültürel merak adına hiç değilse birtek Cuma namazı kılmamışı siz
bilirmisiniz? Namaz kılmanın ihrac nedeni olduğunu siz bilirmisiniz?
İslamdan veba
gibi korkan, başörtüsünden nefret edeni tanırmısınız? Korkmayın
zannettiğiniz gibi
değil: İslam düşmanı Sırplardan bahsediyorum. Allah bunlardan Balkan
olsun kafkas olsun tüm müslümanları korusun. Yunanla dostluk turları,
TV dizileri yetersiz değil mi
biraz daha artmalı. Hiç bu zevatın bir İslam ülkesini ziyaretine şahit
oldunuz mu?
Yunanistan'da Çameriye bölgesi var duydunuz mu? Bura müslümanlarından olan,
Arpiça köyü muhtarı dedem Yunan komitacılarca şehit edilmiş. Ne gam, şimdi şehit
yakınları türbanlı diye aşağılanıyor. Saygılar.Levent.



Sayın Nevval Sevindi

Ben 1951 Bulgaristan göçmeni bır ailenın çocuğuyum.Aynı zamanda
Rumeli TV nin kurucu yönetim kurulu üyesiyim.Rumelililer hakkında yazdığınız
yazı hemşerilerimizin problemlerini ve geçmişte yaşadıklarını çok güzel
vurguluyor.Ayrıca yapılan toplantının ve federasyon fikrinin -her ne
kadar eksik ve yanlış yönleri olsa da- biz Rumelilileri katılıma ve
bütünleşmeye sevkettiğini tüm içtenliğimle düşünüyorum.Bu nedenle bızım gıbı
elini taşın altına koyan,birşeyler yapmaya çabalayan kişilerin hiçbir
girişimde bulunmayan kişilerce eleştirilmesini de haksız ve yersiz
buluyorum.Siyaset bilimi okuyan bir üniversite öğrencisi olarak medyanın
gücünü ve kitleleri yönlendirmekteki önemini görmem Rumeli TV nin
etkisinin hemşerilerimizi birleştirmek ve
dayanışmayı sağlamak olacağına olan inancımı pekiştiriyor.Bu duygu ve
düşüncelerle başarılarınızın devamını diliyorum.


M.CENK YILMAZ

DYP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı

"Rumeli – Balkan Türklerini tanır mısınız?" başlıklı yazınızı bir e-posta
aracılığıyla okudum, içim yandı.
O topraklarda 4 yıl süreyle görev yapmış (Kiril ve Metodi Üniversitesi,
Türkoloji Bölümü) bir öğretim üyesi olarak Balkanları soludum. Üsküp'ten
2000 km uzakta, Erzurum'da doğmuş bir insan olarak Rumeli'yi kendi ilim,
kendi köyüm gibi gördüm, sevdim. Atalarımın Balkanlarda ne kadar insanî bir
medeniyetin mümessili olarak yaşadıklarını önceden zihnimle biliyorken daha
sonra yaşayarak öğrendim.

Ve Türkiye'den giden birçok görevlinin, genellikle, hamakatleriyle oralarda
çalıştıklarını, öz KARDAŞI olan insanlarla aralarında ne kadar çok bir
mesafe bıraktıklarını gördüm, hüsrana uğradım.

Balkanlarda, sırpların yaptığı kültürel kıyım ve tahribe benzer bir şeyi
bugün Müslüman Arapların (Vehhabilerin) petro-dolarları yapıyor.
Güzelim Osmanlı Mimarisi örneği mabetlerimizi tamir etmek yerine, kökünden
yıkıp yerine beton yığınları inşa ediyor. Estetikten, İslamın mazrufa uygun
zarf anlayışından zerrece nasiplenmemiş bu zihniyet camilerin, türbelerin
içinde bulunan mezar taşlarını parçalıyor, yok edip siliyor.

Ve Türkiye'de kendini dindar(?) sayan bütün zümreler, o mübarek Rumeli
topraklarında hala, kendilerine yandaş insanlar yetiştirme çabasıyla hareket
ediyor, asıl meseleye bir türlü vakıf olamıyorlar. Üstelik bir avuç insanı
cemaatlere, tarikatlere bölmeye çalışıyorlar.

Devletimiz ve zenginlerimiz, eski Yunan eserlerini su yüzüne çıkarma
yarışındalar. Bu bir anlamda yeni bir ihanet çeşidi değil mi?

Osmanlının elit takımı Rumeli'de yaşadı. Kültürde, sanatta, mimaride...
kısacası her alanda Rumeli, Osmanlı Medeniyetinin en önemli kesimine bir
zemin teşkil etti. Bugün bu miras, göz göre göre talan ediliyor. Bizler ise
seyircisi durumunda kaldık.

Türkiye'deki Rumelili göçmenler (bu göçmenlerin çok zengin olanları var)
yazınıza konu olan girişimlerini arttırarak kamuoyunun dikkatini "O
Topraklar"a yeniden çekebilirler; kendileri yatırım yapabilirler.
.....
Yazınızı birkaç kez okudum; bir Rumelili kadar etkilendim. Satırlarınız,
Türkiye kamuoyunu harekete geçirecektir diye umuyorum. Lutfen devam edin,
fırsat düştükçe yazın.

Teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.

Yrd. Doç. Dr. Hayati Yavuzer
Abant İzzet Baysal Üni. Eğitim Fak. Öğretim Üyesi
BOLU

>E-Posta: erkan_akkaynak@hotmail.com
Konu: TORBEŞLER VE TÜRKLÜK
Mesaj: SAYIN NEVVAL HANIM SİTENİZDE RUMELİ İNSANLARINA YER AYIRDĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER.BEN GÜZEL SANATLAR ÖĞRENCİSİYİM RESİM ÖĞRETMENLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ.
.SİZDE BALKAN GÖÇMENİMİSİNİZ BİLMİYORUM FAKAT EĞERKİ ÖYLE İSENİZ 1 KAÇ KONUDAN BAHSETMEK İSTİYORUM UZUN SÜREDİR ARAŞTIRMA YAPIYORUM BALKAN KÜLTÜRÜNÜ VE GEÇMİŞİMİZİ ŞUNU GÖRDÜM.
.OSMANLININ BALKANLARA GELİŞİ İLE ORAYA ANADOLUDAN TÜRKLER GETRİLDİ VE ÖĞRETMENLER İMAMLAR GETİRİLDİ BÜYÜKLER AYNEN ŞÖYLE DİYORLAR BİZ TÜRKÇEYİ ORADAKİ İMAMLARDAN ÖĞRENDİK YANİ MAKEDON İNSANLARI MÜSLÜMAN LIĞI KABUL EDİNCE İMAMLAR SAYESİNDE TÜRK OLAMAYA BAŞLAMIŞLAR İŞTE TÜRKÇEYİ İMAMLARDAN ÖĞRENMELERİ VE MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETMELERİYLE TÜRK OLARAK ADLANDIRIŞMIŞLAR.VE ZAMANLA HRİSTİYAN OLAN MAKEDONLARDA SİZ ÖZÜNÜZÜ UNUTTUNUZ İNKAR ETTİNİZ DİYEDE ONLARA KARŞI TAVIR ALMIŞLAR VE DÜŞÜNÜN OSMANLI ZAMANINDA BALKANLARDA BASKIN UNSUR OLMAYA BAŞLAMIŞ ORDUSU İLE VE MÜSLÜMAN OLANDAN VERGİ ALMIYORLAR YADA AZ ALIYORLAR MÜSLÜMANLARA DAHA ÇOK HAK TANINIYOR VB. NEDENLERLE BİZİM KİLER MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETMİŞ VE O DÖNEMDE ORADAKİ MAKEDONLARDAN DAHA İİ DURUMDALARMIŞ FAKAT OSMANLI YIKILINCA ORADA ZOR DURUMDA KALMIŞLAR BİR SÜRÜ NEDENDEN DOLAYI UZATMAK İSTEMİYORUM BUNLARI O NEDENLERDEN DOLAYI TÜRKİYEYE GELMİŞLER BENİM DEDEM PARTİZAN YUGOSLAVYA ORDUSUNDA SUBAY İMİŞ VE BABAMA 1 GÜN ŞÖYLE SÖYLEMİŞ ALMAN NAZİ ASKERLERİ KÖYE GELDİKLERİNDE KÖYE TÜRK BAYRAĞI ASTIK VE ALMAN ASKERLERİ BUNLAR TÜRK DEYİP BİZİMKİLERİN KÖYÜNE SALDIRMAMIŞ YANİ 1 ÇOK NEDİNİ VAR VE SONRA TÜRKİYEYE GELMİŞLER AMA KAÇ YIL KALMIŞ ERKEKLER 4,5 YIL İÇİNDE HEPSİ ALMANYAYA GİTMİŞ NASIL 1 TÜRKLÜK YANİ HAYAT ŞARTLARI VE BAZI OLAYLAR BUNA NEDEN OLMUŞ TABİ BİZLERDE OKULLARDA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNLE BÜYÜDÜK ANNEMDE ÖYLE BABAMDA ÖYLE VE KENDİMİZİ İYİCE TÜRK OLARAK GÖRDÜK...
.SORUNUN KAYNAĞIDA BU ZATEN HALA BABAMLAR KENDİ ARALARINDA MAKEDONCA KONUŞURLAR..
.SANMAYINKİ BİZ 1 --2 AİLEYİZ BİZDEN TÜRKİYEDE ÇOK VAR MİLYONLARCA RUMELİ İNSANI VAR TÜRKİYEDE TÜRK OLMAYAN MÜSLÜMANLAR BOŞNAKLAR,BİZ TORBEŞLER,POMAKLAR,ARNAVUTLAR YANİ BAZI ŞEYLER OBJEKTİF DÜŞÜNÜLMEDEN SORUNLARIN KAYNAĞI ÇÖZÜLEMEZ ..
.İŞİNİZDE BAŞARILAR DİLERİM SAYGILAR...
.




1032 defa okundu.

Yorumlarınız




HANGİ RUMELİ HANGİ TÜRK

ERKAN ÇAPAROVSKİ


DEĞERLİ ARKADAŞLAR BOŞNAKLAR NİYE KATLEDİLDİ,TÜRKİYE NEDEN YILLARDIR BALKANLARDA FAZLA VARLIK GÖSTEREMİYOR,VE NEDEN RUMELİ BALKAN TÜRKLERİ FEDERASYONUNUN SESİ DUYULMUYOR,NİYE TÜRK MİLLETİNE SESLENİYOR NİYE BUNA GEREK DUYULUYOR SORUYORUM.?
.NİYE MÜSLÜMAN ARNAVUTLAR YARDIM İSTİYOR VB. BİR SÜRÜ SORUN KAYNAĞI NEDİR.
KENDİ KİŞİSEL DÜŞÜNCEM İSTER KATILIRSINIZ İSTER KATILMAZSINIZ.
.GERÇEK ŞU SORUNUN KAYNAĞI ŞU BİZ TÜRK DEĞİLİZ,BİZE TÜRKLÜK HİKAYELERİ ANLATIŞMIŞ BİZLER TORBEŞİZ YANİ MÜSLÜMAN MAKEDON VE BOŞNAKLARDA ARNAVUTLARDA POMAKLARDA BİZİM GİBİ ÖZÜNDE KÖKENİ TÜRK DEĞİL AMA MÜSLÜMAN VE MÜSLÜMANLIK BALKANLARDA VE AVRUPADA TÜRKLÜK OLARAK ADLANDIRILDIĞI İÇİN MÜSLÜMAN=TÜRK OLARAK GÖRÜLDÜĞÜ İÇİN BİZİM BÜYÜKLERİMİZDE BUNU KABUL ETMİŞ KİMSEDE DEMEMİŞ HAYIR KARDEŞİM BEN TÜRK DEĞİL MAKEDONUM ARNAVUTLAR BOŞNAKLAR POMAKLARDA AYNI ŞEKİLDE KENDİNİ BÖYLE İFADE ETMİŞ.
.
.VE KÖKENİ TÜRK OLMAYAN İNSAN TOPLULUKLARIYIZ BİZ.KENDİ BENLİĞİMİZİ UNUTMA AŞAMASINDA TÜRKİ YEYE GELMİŞİZ.BENLİĞİMİZİ İYİCE UNUTMUŞUZ.BEN GORAN BREGOVİCİ DİNLERİM,PAJDUŞKAYI,ELENAYI DİNLERİM HALAY ÇEKERİM MAKEDON TÜRKÜLERİNDE .BÜYÜKLERİM MAKEDONCA KONUŞUR KENDİ ARALARINDA BABAANNEM HİÇ TÜRKÇE BİLMEZDİ VE KONYA KARAMAN HİKAYESİ VARDIR BİLİRMİSİNİZ ÇOK İYİ BİLİRSİNİZ KONYALI OLMADIĞINIZ HALDE NASIL Kİ BİZLERE KONYALISINIZ DENİLDİ BİZLERDE ÖYLE SANDIK YILLARCA..
.OBJEKTİF OLUNMALI GERÇEKLERİ SORUNLARIN KAYNAĞINI OZAMAN ÇÖZERİZ ARKADAŞLAR.
.O HRİSTİYAN O GAVUR DİYEREK O YUNAN O SIRP DİYEREK NEYİN AYRIMINI YAPIYORUZ BU DEĞİLMİDİRKİ MİLLİYETÇİLİK BU DEĞİLMİDİRKİ BU ÇAĞDA YAPILAN İNSAN AYRIMI BU DEĞİLMİDİRKİ YOBAZLIK.
.BEN DİNİ ORTADAN KALDIRDIM VE KÜLTÜRÜME BAKTIM NEDİR KENDİ KÜLTÜRÜM İNCELEDİM ARAŞTIRDIM GÖRDÜMKİ MAKEDONUM ÖZÜMDE.
.O HALDE TÜRKİYE BENİ NİYE MAKEDONYADA DESTEKLEMİYOR ...
.OLAYLARI DAHA İYİ ANLAYABİLİRSİNİZ O ZAMAN VE KESİNLİKLE BİR BÖLÜCÜLÜĞE VE AYRIMCILIĞADA GİTMİYORUM BU ÜLKEYİ SEVİYORUZ BİZİM KADAR KİMSE BU ÜLKEYİ SEVEMEZ BAKIN SAYIN PEHLİVANOĞLUNUN SÖZLERİNE NASILDA BİZİ TARİF EDİYOR BİZ BÖLÜCÜ DEĞİLİZ,AŞİRET DEĞİLİZ..
.
.ŞU BİLİNMELİ ARTIK OSMANLININ ESERİ MÜSLÜMAN RUMELİ İNSANI OSMANLIYLA BİRLİKTE TARİHE GÖMÜLDÜ ORADAKİ HALK UNUTULDU TÜRKLER BAKIYOR BUNLARIN MÜZÜKLERİ FARKLI KÜLTÜRLERİ FARKLI DİLLERİ FARKLI VE 15 MİLYONA YAKIN TÜRKİYEDE YAŞAYAN RUMELİ BALKAN İNSANI VAR..
.ARTIK KENDİLERİNİ TÜRK OLARAK İFADE EDİYORLAR EĞER SORUNLARIN KAYNAĞI İNCELENECEKSE ÖĞRENİLMEK İSTENİYORSA OBJEKTİF OLARAK İNCELEYİN GERÇEĞİ GÖRECEKSİNİZ...
.
.HERKESE SEVGİLER SAYGILAR..
.ZİVELA MAKEDONİA,YAŞASIN TÜRKİYE.


MİNNET

MUHACİR


Nevval hanım sizi tüm rumeli göçmenleri adına en insanca ve kardeşçe duygularla selamlıyorum. Yazınız nedeni ile ise ayrıca teşekkür ediyorum. Rumeli tv kuruluşunda emeği geçen gayretli bir kaç yiğit insandan biride sizsiniz. İnanın özel kanallar açılmaya başladığı ilk dönemden bu yana hep bu beklenti içindeydim. Biraz geçte olsa yitirdiğimiz değerleri tekrar kazanmak adına son derece takdire şayan bir hizmettir bu yaptığınız. Efendim inanın söyleyecek söz bulamıyorum. Şu hususu belirtmeden geçemeyeceğim. Yaklaşık yedi yıldır tgrt fm de aydiin gidelim rumeline adlı programı ile bizlere o yitirdiğimiz değerleri hatırlatarak yüreğimizdeki bu rumeli aşkının sönmemesi yönünde çok faydalı çalışmaları var ve hala devam etmekte . Ben şahsen bu programı yapan değerli insan Halil deliceyide rumeli tv kadrosunda görmek isterim. Çünkü rumeli konusunda son derece duyarlı ve donanımlı biridir, ayrıca avukattır . gazetecidir, pehlivandır, cazgırdır . Efendim belki kendisini tanıyorsunuzdur ama ben yinede kısaca kendisinden bahsetmeye çalıştım. Tekrar bu hayırlı işe emeği geçen herkesi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Bu Kategorideki Diğer Yazılar




Zaman'a Veda


Trafik


Barzani


Sigara


Dindar


Kimlik


Demirci


Pişman


Kahire


Devletin


seçim


Türk kültürü


Hırant Dink için


GAP


Adıyla müsemma


Diyalog


Nasıl gördü


Sivil


Ahlak


Toplum


AB yolunda


İsrail


İtalya'da


Globalism


İzmirlilik


Anlayana


nezaket


Avrupa'da Islam


Ramazan


Ahıskalılar


Düşünce


9/11


Günter Grass


Atatürk


Lübnan


Ahıskalılar


Savaşta


Özgür olmalı


Yaşayan Ramallah


Ortadoğu ve Gerçek


Ortadoğu


DUNYA kUPASI


Gençlik


Kırgızistan


Yunan


Rum


Solcu din


İran


Cilvegözü'nün gözü


tarım


Almanya


Ahlat


Türk azınlıklar


Baba ve Pic


Kanser ödülü


Nevruz


TAM


Rizeli kadınlar


Girit


Gemlik


Avrupa Dedikleri


Kendinle Uğraş


Karikatürle


Suç


KapKaç


Ağca


Kuş gribi


Diyanet


Gavur


Pamuktan fikir


Kasabalı


Avrupalı


Italyan


Şiddet karşıtı


Fransa'da


Mekke-Medine


Medeniyet


Hiciv


Frankfurt Kitap


İyilik


Briçe başlarken


AB Yolunda


Gemlik


Vakıf


Tiyatro


ABprojesi


Muş ‘göçüyor’


Antalya


Kimlik


Türkiye'de


Kumru ve boyoz


İstanbul kültürü


Zaman Geçti


Ahilik


Sanal çocuk


ayrımcılık


SREBRENİCA soykırımı


ÖZGÜRLÜK


Yükselen Rusya


Kıbrıs Seçimleri


ÖSS travması


Etik


Boşnaklar


Kültürün Sesi


Homurdanan yaşlı Avr


Avrupa çöküyor


Çorum kenti


Osmaniye


Ege’nin dağlarında Y


İran seçim yarışında


Meslek liseli misin


Avrupa, Türkiye ayna


Karabudun ayaklandı


Halk kahramanları nasıl dövülür?


Şehitlerin bağrından yol geçer


GAP'DA KADIN LİDERLER


Ulusal duruş ve aydın tavrı


Yurdun ışığı kadınlar


bireysiz kalkınma olmaz


değişmez gelecek


DEĞİŞMEZ GELECEK


TÜRKLER ERMENİLER


Doğu’dan Batı’ya kayma


Bolvadin ve medeniyet


Irak şapkasından İran tavşanı çıkarsa?


Büyük kentlerde bayram


AKP kadar solcu olmayan CHP!


Diyalog Avrasya Platformu


Mr.Edelman'la sohbet


AKP kadar solcu olmayan CHP!


FARKLI KÜLTÜRLERE SAYGI


Komşun farklı inançtan olsun


AB ile kalkınmak mümkün mü?


AB’nin önündeki engel: Irkçılık


Şiddeti çözmek toplumsal bir proje


Almanya


Avrupa’da ayrımcılık ve AB


ŞİDDETİ ÇÖZMEK TOPLUMSAL BİR PROJE


Reformlar peşinde Gürcistan


Kalbiniz nerede?


Avrupa’da zaman kavramı


Neo-milliyetçilik


Sessiz gelen ölüm


AMERİKAN SEÇİMLERİ


Başım gözüm üstüne Van


EURO DEĞİL MODERN İSLAM


iki dünyadan birini seçmek


Avrupa’yı düşlemek


Sapsarıydı Muş Ovası


Dışarda deli dalgalar Sinop’u oyalar


Çifte standardın yarattığı terör


2008 olimpiyatlarına doğru


RUSYA VE SOSYOLOJİ ÇALIŞMALARI


Yerleşen yabancılar ve Antalya


Kireçlenmiş zihniyet


Ahlâk ve toplumsal sermaye


HÜKÜMET NE YAPARSA İYİ YAPAR


Bir vatandaş, bir görevli


Tabularına yapışmış Yunanistan


Yemek kültürünün gücü


NATO: Sorumluluk ortaklığı


Ruh veren dil


Sabantoy Bayramı


Kötülükle bağlarımız


Kültürel pazarlama


HAYAT PLANLANIR MI?


Yabancılaşmanın ağırlığı


GENÇLERİNE SAHİP ÇIKMAYAN TÜRKİYE


Tek kanatlı Türkiye uçamayacak


FARKLI KATMANLAR, FARKLI GENÇLER


ROL MODEL EKSİKLİĞİ


5072 SAYILI FELAKET


YOKSULLARIN TEMSİLCİSİ AKP


FANTASTİK BİR KENT:KAZAN


BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ


BİLGİYLE BULUŞAN PROJE


KADINLAR POLİTİKADA VAR


THY: Bir çöküş efsanesi


Değişim içeriden gelir


Kıbrıs’ta son tango


AKP’nin gizli gündemi


BİLGİ İŞBİRLİĞİ İSTER


AZERBEYCAN ZAMAN'DA SÖYLEŞİ


İdeolojilerden arınma zamanı


Kadınlar olmadan asla


YÜKSELEN RUSYA


POPÜLER Mİ, STAR MI?


TÜRKİYE NEDEN MODA YARATAMIYOR?


Türkiye nereye gitmek istiyor?


KIBRIS DİZİSİ4


KIBRIS DİZİSİ3


KIBRIS DİZİSİ2


KIBRIS GELECEĞİNİ ARIYOR


FARKLILIĞI SEVMEYEN TERÖR


TERÖR VE BAYRAM


TERÖRÜ LANETLİYORUM


KIRIM'DA SONBAHAR


KAÇ BAHAR GÖRDÜN?


ÜNİVERSİTE YENİDEN İNŞA EDİLMELİDİR


Türkiye, Irak’ta ne yapacağına karar vermeli


Irak, Avrupa ve kadın


AB’nin yolu kadınlardan geçer


IRAK VE GLOBAL SORUMLULUK


150.YILINDA KIRIM SAVAŞI


TÜRKİYE’DE KAMPLAŞMADA SOL YOK


ALMANLAR VARLIK VERGİSİNİ KEŞFETTİ


Global güvensizlik çözüm değil


Kültürel fetih ne zaman?


KAZAKİSTAN'DA


Modernleşme, insan odaklı özgürleşmedir


Bütün sermayemiz insan


Dünyada kimlik savaşları


SİLAH AL SORUN ÇÖZ


İsmet Özel ve nezaket


TURİZM POLİTİKASI OLMADAN


Herkesin önünden sıvıştığı kapıları kırmaya cesare


TÜRKİYE KARAR VERMEK ZORUNDA


SENARYOLARIN KOMPLOLARLA DANSI


YAŞAMA SEVİNCİNİN ÖNÜNÜ AÇIN


ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI


HANTAL VE AKILDIŞI BİR DEVLET


ÇATLAYAN İTTİFAKLARLA KURULAN DÜNYA


Yeni yılda eski savaş


KÜLTÜREL SINIRLARIMIZDA BEKLEYEN HAYALLER


ÖZGÜRLÜK BENİM KARAKTERİMDİR


AKP'NİN 2005 YILI HEDEFİ NEDİR?


DANIŞTAY IMF'YE KARŞI MI?


BİR OT ŞÖLENİDİR İZMİR


AKP'NİN KALKINMA MODELİ NE?


UMUTSUZLUK KAPISI DEĞİL BU KAPI


SAMİMİYETİ OLMAYANIN AHLAKI OLMAZ


Ekşi Sözlük:

  1. nevval adlı hatun kişinin sevindiğini belirten cümle..
    ayriyeten bu adda feminist bir yazar var..
    (daphne, 06.01.2002 18:13)

    #884332
    !?


  2. fetullah gülen'i her daim savunmayı kendine ülkü edinmiş,çıktığı bir tv programında ağzının bozukluğu ile de dikkat çekmiş olan bayan yazar.
    (feraye, 10.03.2002 19:18)


  3. fethullah gülen ile ilgili yazı dizisi sonrasında aktüel dergisine cesur pozlar veren ve bunun gülen ile alakası olmadığını savunan araştırmacı gazeteci*...
    (hayirsiz adam, 10.03.2002 19:20)


  4. kanser olduktan sonra din i keşfeden, izmir amerikan lisesi mezunu bir çeşit sahibinin sesi kişi.
    (brownie, 02.07.2002 11:01)


  5. zaman gazetesi yazarı.
    (rapido, 09.02.2003 23:46)


  6. saraylardaki kalfa kadınlara benziyor.
    (itaatsiz, 22.09.2003 14:48)


  7. zaman gazetesinde şevkle amerikanın büyük ortadoğu projesinin propagandasını yapmakta olan kişi. yavuz donatın "dün akşam köşkteydim, süleyman beyle meseleleri etraflıca konuşma fırsatı buldum" şeklindeki yalayıcı üslübunu amerikan büyükelçisi ile yaptıkları toplantı için için kullanmıştır.
    bakınız:
    "marc grossman ile toplantıya katılmak için ankara’ya gittim; ancak onun aksayan programı sonucu büyükelçi eric s. edelman ile masaya oturduk.
    sayın büyükelçi, grossman yerine büyük ortadoğu projesi’ni anlattı bizlere. doğru bir soruyla konuya giren edelman, bop’un ne olmadığını açıkladı. bir plan değil, bir diyalog projesinden söz ettiğinin altını çizdi. başkan bush’un “alternatif projeler olabilir mi?” sorusunu arada aktardı. benim için önemli olan bu sorudan başladım düşünmeye. alt alternatif projelerden oluşacak bir bop, diyalog şemsiye projesi olabilir."

    yazının tamamı: http://www.zaman.com.tr/...alt=&trh=20040310&hn=24232
    (poturgilinpotur, 10.03.2004 17:56)


  8. feminist yazar olarak tanındı. fethullah gülen röportajı, hayatını değiştirdi; cemaatin halide edip'i oldu. o, nevval sevindi'ydi, hocaefendi'yi sevdi, eleştirenleri sevmedi. bunu da herkese hakaret ederek gösterdi...

    nevval sevindi'nin marjinallikten radikal dinciliğe doğru seyreden bir evrim yaşadığını gösteren gelişme 32. gün programında yaşandı. fethullah gülen olayına ayrılan programa sevindi'nin yanı sıra yazar faik bulut, türk inkılap tarihi enstitüsü öğretim üyesi dr. necip hablemitoğlu, gazeteci etyem mapçupyan ve eski bakan chp'li fikri sağlar katıldı. sevindi'nin hakaret yağmuru, 'gülen'e yargısız infaz' yapıldığı yönündeki iddiasına diğer konukların karşı çıkması üzerine yaşandı ve özetle şöyle gelişti:

    sevindi: bu totaliter zihniyet ahlaksız yazar hikmet çekinkaya tarafından, ahlaksızca dile getirildi.

    hablemitoğlu (mehmet ali birand'a): gülen'in yapmak istediği dinsiz, dindar ayrımı. bu programda da buna alet olmaktan korkuyorum.

    birand: gülen'le hiç ilgim yok. ben, günün konusunu işlerim.

    sevindi: bu çifte standart türkiye'yi mahvediyor. ben gazeteci olarak röportaj yapıyorum fethullahçı oluyorum oral çalışlar yapıyor 'niye apocu diyorsunuz adama' diyorlar.

    hablemitoğlu: kesinlikle din devleti var. dünya imamı mesafesine kendisini koyan kişinin altında kıta imamı var. bu yapılanmaya bakarsak resmen din devleti ne yönelik bir yapılanma olduğunu görürüz.

    mahçupyan: din devleti istemiyor ama dindar bir devlet istiyor.

    bulut: gülen'in sosyal fenomen olduğuna dikkat çekerim. siyasetçi değilim din adamıyım diyor devlet başkanı gibi konuşuyor.

    sevindi: ben gülen'le hem röportaj yaptım hem görüştüm hem de cemaatle ilgili araştırma yaptım. gülen hareketi bir kültürel harekettir.

    mahçupyan: gülen bir şahıs. asgari bir saygıyla söz etmeliyiz.

    hablemitoğlu: atatürk'e, orduya bu kadar rahat dil uzatabilen.

    sağlar: bazılarının gülen'i aklamaya çalıştıklarını duydum.

    sevindi: ahlaksızca bir laf...

    sağlar: nevval hanım, susarsa derdimi anlatmaya çalışırım.

    sevindi: siz zır cahilsiniz.

    hablemitoğlu: lütfen oturduğunuz yerden laf atarak, sataşarak rahatsız edince olay oluyor.

    sevindi: siz söylüyorsunuz.

    hablemitoğlu: ben asla siz konuşurken saldırmıyorum. nevval hanım'ın bilmediği başka şey var

    sevindi: nerden biliyorsunuz?

    hablemitoğlu: 20 yıldan beri, ışık evleriyle ilgili,çalışıyorum

    sevindi: olabilir. siz benim nerden ne bilmediğimi biliyorsunuz

    hablemitoğlu: nevval hanım bu şıklığıyla aramızda oturabiliyor. cumhuriyetin sayesinde ama böyle bir islam devleti geldiğinde..

    sevindi: gargara yapmayın

    hablemitoğlu: samanyolu tv'den patronunu savunuyor.

    sevindi: bu ağır hakaret. burada ahlakı savunuyorum sizin gibi ahlaksız değilim. siz ahlaksızsınız bunu söylediğiniz için ahlaksızsınız.

    hablemitoğlu: ben aydın olmanın gereğini yerine getiriyorum

    sevindi: siz bir aydın değil, ahlaksızsınız... ahlaksızsınız...

    hablemitoğlu: ben asla patronuma köpeklik yapmıyorum.

    sevindi: hakaret farklıdır

    hablemitoğlu (birand'a): gülen olayını sizden önce gündeme getiren ali kırca ve hulki cevizoğlu'na teşekkür ediyorum siz üçüncü oldunuz

    sevindi: yağlayın yağlayın. gerçek bir ahlaksız ve köpeksiniz.

    hablemitoğlu: hiçbir cumhuriyet hanımefendisi bu lafları söylemez. ancak ortaçağ kafası söyler

    sevindi: cumhuriyet beyi de söylemez bu sözleri. ancak sizin gibi bir köpek söyler. siz köpeksiniz

    hablemitoğlu: bu hakaretinizi size, aynen iade ediyorum.

    birand: nevval hanım bu size yakışmıyor. siz bir hanımsınız

    hablemitoğlu: ben, sizin bir cumhuriyet kadını olduğunuza kesinlikle inanmıyorum...

    sevindi: bu sizin düşüncenizse teşekkür ediyorum. bu bir iltifat yani. teşekkür ediyorum...

    kime ne dedi?

    * chp'li fikri sağlar'a: cahil. zır cahil. ahlaksız. iftiracı. saygısız.

    * araştırmacı ismail nacar'a: cahil. rezil.

    * araştırmacı faik bulut'a: cehalet adamı. cahil. gargara yapma.

    * gazeteci hikmet çetinkaya'ya: ahlaksız kişi.

    * fethullahçıları eleştiren gazetelere: leş kargaları, yargısız infazcılar.
    (fortuneteller 657, 29.07.2006 15:42)


  9. tempo'nun eski yayın yönetmeni, $u anda ise hürriyet gazetesi avrupa yayın yönetmeni olan kerem çalışkan ile frankfurt'ta evlenmi$.
    (sleepy99, 25.02.2007 13:29)


  10. gazete yönetiminin kararı doğrultusunda zaman gazetesi'nden ayrılmı$.
    (sleepy99, 23.04.2007 22:58)


  11. aktif siyasete atildigi icin zaman gazetesi'nden ayrilmis ve yazilarina ara vermis sahsiyettir.

    17 nisan 2007 tarihli yazisinda (http://www.zaman.com.tr/...p-tr/yazar.do?yazarno=1050), "dyp'de siyasete girip, yıllardır sürdürdüğüm sivil toplum çalışmalarını tbmm platformuna taşımaya çalışacağım. bu nedenle size bu son yazımla veda ediyorum" diyerek zaman gazetesi'nden ayrilmasinin sebebini izah etmistir.

    yine ayni gazetenin editoru ekrem dumanli 23 nisan 2007 tarihli yazisinda (http://www.zaman.com.tr/...-tr/yazar.do?yazino=530911), "nevval sevindi yıllardır bu gazetede yazıyor. o, zaman'da yazmaya, zaman okuru da onu burada görmeye çok alışmıştı. hoş bir yazı serüveni böyle yaşandı. ancak sevindi aktif siyasete atıldı. yazılarında objektif, yorumlarında hakşinas olarak temayüz etmiş her yazar gibi o da aktif siyaset kararı nedeniyle yazılarına ara veriyor. o yüzden -şimdilik de olsa- nevval hanım'a güle güle diyor, başarılar diliyorum...", seklinde bir aciklama yaparak nevval sevindi'nin zaman gazetesi'nden ayrilma sebebini okurlari ile paylasmistir.
    (ejderha, 23.04.2007 23:31 ~ 23:34)


  12. 'saadet nevval sevindi çalışkan' tam adı ile, dp'nin istanbul birinci bölge* listesinde ilk sırada görünen milletvekili adayı.. enfes iran pilavı yapıyormuş bir de, öyle diyorlar..
    (sleepflower, 10.06.2007 03:50)


  13. cnn turk'te "yahya kemal'den çok sevdiğim bir şiiri okumak istiyorum" deyip "sana dün bir tepeden baktım aziz istanbul" mısrasını bile kağıttan ve takılarak okumuş dp adayıdır. istanbul markası deyip durmakla olmuyor ne yazık ki...
    (boncik, 11.07.2007 22:58)


  14. kadınların oyuna göz dikmiş kendisi, cine 5 ve cnntürk kanallarındaki açıklamalarından bunu anlıyoruz.
    (bkz: alırsın)
    (arif, 11.07.2007 23:02 ~ 23:21)


  15. bilin neyaptı'nın yürüyen cevabı.
    (egiboy, 11.07.2007 23:18)


  16. (bkz: #11027652)
    (cehennem yuzbasi, 12.07.2007 15:54)


  17. ufak uras karşısında düştüğü durum görülesi kişi

    (bkz: http://www.youtube.com/...jsmeb4&mode=related&search=)
    (ahmeturhan, 12.07.2007 17:08)


  18. 22 temmuz seçimleri sürecinde gördüğüm en paspaye ve cehalet kokan cümle sevindi'nin ağzından dökülmüştür. cemaatin tolerans-diyalog-avrasya kelimelerinden ortaya karışık açtığı vakıfların içinden gelen siyaset görgüsüzü sevindi'nin merkez sağa yakışır bir cehalet ile ufuk uras'ı, mehmet ağar'ın demokrat partisi'ne çağırması türkiye'de sağ siyasetin en karikatür ve içler acısı hali olmuştur.

    ufuk uras'ın bir anlık şaşkınlığı ve arkasından verdiği zarif ayar ise görülmeye değer.
    (itaatsiz, 12.07.2007 17:32)


  19. ufuk uras'ın fikirlerinin dp ile birebir örtüştüğünü hatta hocamın seçimden sonra dp'ye geçebileceğini düşünmektedir. cem uzan daha iyi sallıyor bence. feyz almalı biraz.
    (fandango, 14.07.2007 19:33)


  20. mithat bereket'in konuğu olduğu malum programda gözden kaçmaması gereken bir gaf yapan insan..

    "dağdan inip düzde siyaset yapsınlar" diyip sonradan attığı 15 takla ile kıvırmaya çalışan ağar'ın laflarını hatırlatarak tavırlarında ne kadar samimi olduklarını belirtti ki ağar eminim şu anda bu yüzden bu insanı milletvekili adayı yaptığı için kafasını duvarlara vuruyordur..
    (martenit, 14.07.2007 19:51 ~ 19:52)


  21. demokrat parti genel baskanligi icin adayligini aciklamis olan politikaci.
    (isikokunem, 12.08.2007 16:08 ~ 16:10)


  22. seçim günü akşamı, cine5'te katıldığı programda ak parti'nin %46'lık seçim sonucunu "ne var yani hitler'de zamanında %90 oy almıştı" şeklinde yorumlayan politikacı...
    (pele, 12.08.2007 19:31 ~ 19:54)


  23. bu kez kimin lehine çekilerek koltuk elde etmeyi planladığını merak ettiğimiz dp genel başkanlığı müzmin adayı. basın propaganda işlerinden sorumlu başkan yardımcısı olarak kendi genel başkanı lehine kullanmadığı bütün medya imkanlarını son on günde kendisi için harekete geçirmiştir. genel başkan adaylığı bahanesiyle popülerliğini arttırarak önümüzdeki genel seçimlerde kömür taşıyan partiden milletvekili adayı olma stratejisi güttüğü de söylenenler arasında..ilgiyle izliyoruz
    (elinherifi, 14.11.2008 14:41)


  24. (bkz: sevinme sırası şimdi bizde)
    (kelebak, 14.11.2008 14:55)


  25. an itibarıyla sevinememiş dp genel başkanlığı müzmin adayı.

  1. 22 temmuz 07 seçimlerinde dp adayı olması vesilesiyle bazı siyaset yorumcuları tarafından acaba cemaat dp'yi mi destekliyor sorusuna sebebiyet veren bayan şahıs.
    (olumsuzkebelek, 15.11.2008 18:08)

    #14395384
    !?


  2. gencliginde iranli biriyle evlenip bir sure iranda yasamis ve bu evliliginden bir kiz cocugu olan kisi.
    kiz cocugu dediysek, cocuk su sira 25 yasinda olsa gerek.




İTÜ Sözlük:
  1. fethullah gülen'in yazarlarındandır kendisi.
    (a man from public of republic, 18.03.2007 01:44)


  2. o da göğüs kanserini yenenlerden. bu dönemde yaşadıklarını kanserle yaşıyorum adlı kitabında anlatmıştı.
    (ascella, 18.03.2007 01:49)
  3. şimdilerde dyp genel başkanı mehmet ağar'ın danışmanlığını yapmakta olan hanım hanımcık hanım. bu sayede siyasete de girmiş oldu, el atmadığı işler pek bi azaldı. tempo dergisinin haberine göre kendisi için belirlediği pozisyon genel başkan yardımcılığı imiş..
    (dali, 19.03.2007 18:52)
  4. 2007 seçimlerinde demokrat parti istanbul 1. bölge 1. sıradan milletvekili adayı olmuştur. bu kategoride başbakan recep tayyip erdoğan, chp'den ilhan kesici, mhp'den gündüz aktan ve saadet partili recai kutan gibi erkek adaylarla yarışacak tek kadın adaydır.
    (dali, 14.06.2007 05:04 ~ 05:09)
  5. "tüm babalar demokrattır gününüz kutlu olsun"
    "öss'ye giren öğrencilerimize başarılar dilerim, dışarıda hayat sizi bekliyor" gibi son model akıl ve zeka ürünü pankartların sahibi demokrat parti istanbul 1. bölge adayıdır. söz konusu pankartlara vesikalık rfotoğrafını koymayı da ihmal etmemiştir...
    (libertar, 24.06.2007 18:31)
  6. ufuk uras'tan aldığı efsane ayarı unutamadım.

    hoş ayar da denemez, ayar için kinaye gerekir, incelik gerekir. doğrudan boğazına kadar sokulan lafa ben ayar demiyorum, boğaza sokmak diyorum.
    (wondrous, 14.07.2007 20:07)
  7. demokrat parti'nin mehmet ağar'dan boşalan genel başkanlık koltuğuna talip olduğunu belirtmiştir. lafı süslemeye gerek yok, kendisi demokrat parti'nin başkan adayıdır.

    http://www.hurriyet.com.tr/...
    http://www.nevvalsevindi.com/...
    (strutter, 12.08.2007 16:54)
  8. 2007 seçimlerinden önce zaman gazetesi'nde kadın ve kadın hakları üzerine bolca yazılar kaleme alan bir yazardı. seçimlere katılma kararı ile gazeteden ayrılmıştır. kimi yazısı feminist havası taşıdığından bir türlü haz edemedim kendisinden. itici bir biçimde savunurdu düşüncelerini bana göre.
    bir de bir zamanlar etyen mahçupyan ile aynı gazetede yazılar yazan bu hanımefendinin, etyen bey'in pazar ekine dahil olmasıyla yazı miktarları azaltılmış, bu yüzden iki yazar arasında gerginlik peydah olmuştur.
    (ness, 12.08.2007 17:19)
  9. dp başkanlığına resmen aday olmuş gazeteci,yazar. kendisini,konuşma tarzını,eleştiri üslubunu seçim öncesi "seçime sik kala" benzeri tartışma programlarında tanımış ve ziyadesiyle "irrite" olmuştum. konuşurken bir argüman öne sürüyor sonra da çocukken yaptığımız gibi kulağını kapatıp "douymuyoreaaam kiieee" diye bağırmanın yepisyeni bir versiyonunu icra ediyor.

    dp başkanlığına aday olurken "yeni bir siyaset öneriyoruz" diyor, zatı muhterem. ancak şunu söyleyeyim, bu kadının dp nin başına geçmesi -zaten diplerde olan dp için- diplerden hiç çıkamamak demektir. zira bahsettiğim programlardan anladığım kadarıyla kendisi deniz baykalın dişi versiyondur. onun gibi kötü,olumsuz ve temelini korkudan almış bir muhalefet yapmaya adaydır.

    tabii akla nevval hanımın chp nin yüzde yirmi oyundan nasiplenebileceği de gelmiyor değil. ancak chp sahip olduğu "kemik" oyveren kitlesini kaybedecek bir parti değil. zira bu "kemik" kitle,özaldan,demirelden korku ile kemikleşmiş. o kemiği kırmak zor. çok hemde.
    (mihman, 14.08.2007 15:23 ~ 12.10.2007 20:10)
  10. yemek ismi gibi.
    (bkz: hünkar beğendi)
    (bkz: imam bayıldı)
    (voiceofloneliness, 22.02.2008 03:30 ~ 03:31)
  11. fethullah gülen'in kızı.

    bi dakka la? öyle değil miydi?



Rumeli-Balkan Türklerini tanır mısınız?

Rumeli-Balkan Türkleri, federasyon olarak örgütlendi. Yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan güç birliği düşüncesi, pazar günü yapılan ilk olağan kongreyle hayata gözlerini açtı.
Kapıda davul ve zurna, gelenleri karşılıyor. Rumelililer davulsuz, zurnasız yapamaz. Salonda perdeler, süsler, sandalyeler ve bayraklar hep kırmızı-beyaz. Kocaman bir poster duvarda. Mustafa Kemal Paşa ile Samsun'a çıkanlar isimleriyle fotoğrafta yer alıyor. 'Rumeli TV, Rumeli'nin buluşma noktası' yazan pankart iletişimin önemini gösteriyor dosta düşmana. Büyükşehir Belediye Kent Orkestrası, modern pop parçaları seslendiriyor. Salonda henüz tansiyon yüksek değil. 10. Yıl Marşı'yla son noktayı koyarak giderayak coşku dalgası yarattılar. Bayraklar havadayken "Ölüm ve Sürgün" adıyla kısa bir belgesel izledik. Bir hüzünlü göç hikâyesi. Tehcirin adı göç. Yerlerimizden, yurdumuzdan, malımızdan ve canımızdan olduğumuzun hiç anlatılmadığı göçün öyküsü.

Rahmetli anneannemden, ninemden dinlediklerim aklımda, gözlerime yüklenen yaşları tutmaya çalışıyorum. O acıları unutturan bize kimlerdi? Kimler yazdı yeniden tarihi? Aydınların savunmadığı, öyküsünü, romanını yazmadığı, filmini çekmediği Balkan öykülerimizin 500 yılı. Katliamlarla, zulümle ağlayan bir milletin gözyaşlarına kim cevap verdi? O günlerden Srebrenica soykırımına Bosna'ya uzanan kültürel nefret bitmedi. Yeni bulunan toplu mezarlar var. Neden bizi anlamaya çalışan, üzüntümüzü edebiyata döken kimse yok bu ülkede? Ciğerdelen ve Safiye Erol gibi biri daha neden çıkmıyor? 'Safiye Erol kim?' diye soran çocukları, gençleri yetiştiren eğitime, milli diyen kim? Yabancılaşmış aydınlara karşı bir haykırış Rumeli-Balkan Türklerinin sesi. 1699-1878 aralığında sadece 7 milyon Türk sürüldü, kıyıldı. Anadolu'ya milyonlarca insan göç etti. 'Tuna Nehri akmam' diyor 'mezar taşlarını koyun sananlar'a bir atıf olarak.

Özcan Pehlivanoğlu yukarıdaki soruları sordu herkese. "Türk Milletine Sesleniş" adını verdikleri kongrenin amacını anlattı. "Aşiret değiliz, sürü değiliz, bireyiz. Biz, bireyin özgürlüğüne inanıyoruz. Hemşericilik bilmeyiz. Mustafa Kemal yolundan dönmeyiz." diyerek devam etti.

Azınlık hakkı diye yırtınanlara sorular vardı: Batı Trakya'da müftümüzü neden seçemiyoruz?

İskeçe'de halk, müftüyü seçti ve müftü 6,5 ay hapis yattı. 2 ay önce de vefat etti.

Rodos'ta 3000 Türk yaşıyor. 7 tane Türk okulu vardı, bugün hepsi kapatılmış durumda. Türk çocukları Rum okuluna gidiyor. Yunanistan, adı Türkçe olan dernekleri kapattı. Tüm bunlara kim tepki verdi? Kimler yazdı? Kimler bunun uğruna mücadele etti?

Fetihle işgali aynı sananlar Evlâd-ı Fatihân lafını anlar mı? O ruhu bilir mi?

Kosova'nın Sesi gazetesini getiriyor bir Kosovalı. Türkçe gazeteyi okuyorum. Kosova'da oğluna, kızına tarihini anlatamıyor insanlar. Sırpların yazdığı kitaplarda kötülenen Osmanlı ve Türkler yüzünden çocuklar eziklik duyuyor, kendinden utanıyor. Babası 'Onlar doğru değil.' dediğinde çocuk 'Ama öğretmen söyledi.' demiş! Oysa Sırplara dönük önyargılar kitaplardan çıkartılmış.

Kosova'nın bağımsızlığını istemiyor, içişlerinde bağımsız dışişlerinde bağımlı olmaya razı etmeye çalışıyorlar. Piriştine'de birçok oyun dönüyor. Açıkça her yerde yazılan çizilen şu: "Ey Kosovalılar eski dininize dönün. Katolik olun ve bağımsızlığı kazanın." İslam, bağnaz ve zorbadır diyenlere bak! Kosova'da Vahabilerin ve İran Şialığı'nın etkin dinî çalışma yaptığını, aydın sınıftan eli kalem tutanları bile etkilediklerini anlatıyorlar. Sarı Saltık ruhunun dünyayı kucaklayan şefkatine uzak duran bu insanların tasavvufa sırtını döndüklerini dinlemek ne acı. Misyonerlerin cirit attığı Kosova direniyor, kendi kalabilmek için savaşıyor. Ama çok yalnız. Yardım istiyor. Bütün kurşun seslerini bastıran bir insan sesi haykırıyor: "Biz buradayız. Türkçe konuşuyoruz. Müslüman Arnavutlarız." İtalyanların ayda bir yaptığı dinî hoşgörü toplantılarına izin verilse de rahatlıkla, Müslümanlar için aynı şey geçerli değil. İyi haber... AB, 2008'i 'Balkanlarda dinlerarası diyalog yılı' ilan etti. Bütçe ayırdı. Kosova dahil birçok yerden Diyanet İşleri Başkanlığı'na başvuran; ama hiç destek alamayan kültür coğrafyamızı kim düşünecek? Kim destekleyecek?


28/11/2006
Kimse bizi siyasete malzeme etmeye çalışmasın...

Sayın Sevindi; Rumeli Balkan Türkleri Federasyonu'nun toplantısında, Bulgaristan'daki 2.500 bin Türk'ün sesi duyulmadı ki, sizler de yer veremediniz. Batı Trakya'da, Kosova'da, Bosna'da neler olduğunu, Türk kamuoyu bir şekilde zaten biliyor. Ama asıl büyük sorun Bulgaristan'da yaşanıyor. Ve bizler, yani 1985 yılından bugüne sesimizi duyurmaya çalışan Balkan Türkleri Dayanışma ve Kültür Derneği üyeleri, Türkleri siyaset arenasında sabun gibi eritmeye çalışanları faş etmeye çalışıyoruz. Bulgaristan'da, 1200 Türk okulundan bugün bir tanesi bile yok. Türkçe, "yabancı dil" statüsüne alındı ve artık gençler Türkçe öğrenmek yerine, seçim haklarını İngilizce ya da Almanca üzerine kullanıyor. Bulgaristan'da 3 tane imam-hatip lisesi var, buralarda bile eğitim Bulgarca. Gasp edilen Osmanlı vakıfları, yok edilen camiler konusunda ise kimsenin kılı kımıldamıyor. Gazetenizden Çağrı Öztürk'ün haberini okuduysanız, çok iyi hatırlarsınız ki, bugün ezan Kırcaali'de 4 vakit, Sofya'da 3 vakit, Plovdiv'de ise 2 vakit okunuyor. Bunlar, Novly Antlaşması çerçevesinde Türklerin "azınlık" olarak tarif edildiği ve dillerinde, dinlerinde özgür olduğunun deklare edildiği bir ülkede yaşanıyor. Ve bu ülkede sözüm ona iktidar ortağı bir Türk partisi de var. Sayın Sevindi, öyle büyük spor salonlarında gösteriler yapacak gücümüz yok, ama davasından vazgeçmeyecek mangal gibi yüreğimiz var. Bir de bizim sesimizi duymaya gelin ve bizi de sevindirin olur mu?

Arif Gündoğdu

tesekkur

milletimizin, kardeslerimizin problemlerine deginerek bizi aydinlattiginiz icin size mutesekkirim. sagolun, varolun. ta japonya'da okuyup yuregim sizladi. insaallah bir seyler yapilir ve biz de katkida bulunabiliriz.

hasan ulu

Sayın Sevindi,



Umarım okuyanlar düşünürler... Düşünmek, ders çıkarmak ve yolumuzu seçmek zorundayız, eğer insan isek...



“Ona bulaşmıyalım, komşularımızı ve şecerelerini tanımayalım, sadece şeklen Batı’ya yönelelim, onların da şecerelerini araştırmayalım” diyenlere ne diyebiliriz? Kendimize uzakız, nefsimizin istekleri bize sadece kendini düşün, rahat et, sen tok yat, kardeşin ve komşun açken, diyorsa ve buna maalesef bazı münkir insanlarımız da (Allah beni affetsin) hak veriyorlarsa ve “sadece Batı ve rahat edeceksin” diyorlar ise, buna da kanan kardeşlerimiz var ise...



Unutmamalıyız, aklımızdan hiç çıkarmamalıyız “evlad-ı Resul olduğumuzu” ve dediğiniz gibi “haykırmalıyız, anlatmalıyız, aydınlık yüzümüz ve imanlı kalbimiz ile emperyalist güçlere karşı savaşmamız gerektiğini, Mustafa Kemal ve dava arkadaşlarının ruhu ile ” sonra ilim ile çalışmalıyız hiç yılmadan...Sabırlı olmalıyız, özgür hürriyet ve adelet sahibi olarak secde etmeyi düşünmeliyiz, koruma altında ve paraya gark olmuş şekil yerine...



Saygılarımla,



ismail mutlu


Sn.Sevindi,halkının gözlerinin içine baka baka Ramazanda su içeni siz
bilirmisiniz?
Ömrü hayatında kültürel merak adına hiç değilse birtek Cuma namazı kılmamışı siz
bilirmisiniz? Namaz kılmanın ihrac nedeni olduğunu siz bilirmisiniz?
İslamdan veba
gibi korkan, başörtüsünden nefret edeni tanırmısınız? Korkmayın
zannettiğiniz gibi
değil: İslam düşmanı Sırplardan bahsediyorum. Allah bunlardan Balkan
olsun kafkas olsun tüm müslümanları korusun. Yunanla dostluk turları,
TV dizileri yetersiz değil mi
biraz daha artmalı. Hiç bu zevatın bir İslam ülkesini ziyaretine şahit
oldunuz mu?
Yunanistan'da Çameriye bölgesi var duydunuz mu? Bura müslümanlarından olan,
Arpiça köyü muhtarı dedem Yunan komitacılarca şehit edilmiş. Ne gam, şimdi şehit
yakınları türbanlı diye aşağılanıyor. Saygılar.Levent.



Sayın Nevval Sevindi

Ben 1951 Bulgaristan göçmeni bır ailenın çocuğuyum.Aynı zamanda
Rumeli TV nin kurucu yönetim kurulu üyesiyim.Rumelililer hakkında yazdığınız
yazı hemşerilerimizin problemlerini ve geçmişte yaşadıklarını çok güzel
vurguluyor.Ayrıca yapılan toplantının ve federasyon fikrinin -her ne
kadar eksik ve yanlış yönleri olsa da- biz Rumelilileri katılıma ve
bütünleşmeye sevkettiğini tüm içtenliğimle düşünüyorum.Bu nedenle bızım gıbı
elini taşın altına koyan,birşeyler yapmaya çabalayan kişilerin hiçbir
girişimde bulunmayan kişilerce eleştirilmesini de haksız ve yersiz
buluyorum.Siyaset bilimi okuyan bir üniversite öğrencisi olarak medyanın
gücünü ve kitleleri yönlendirmekteki önemini görmem Rumeli TV nin
etkisinin hemşerilerimizi birleştirmek ve
dayanışmayı sağlamak olacağına olan inancımı pekiştiriyor.Bu duygu ve
düşüncelerle başarılarınızın devamını diliyorum.


M.CENK YILMAZ

DYP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı

"Rumeli – Balkan Türklerini tanır mısınız?" başlıklı yazınızı bir e-posta
aracılığıyla okudum, içim yandı.
O topraklarda 4 yıl süreyle görev yapmış (Kiril ve Metodi Üniversitesi,
Türkoloji Bölümü) bir öğretim üyesi olarak Balkanları soludum. Üsküp'ten
2000 km uzakta, Erzurum'da doğmuş bir insan olarak Rumeli'yi kendi ilim,
kendi köyüm gibi gördüm, sevdim. Atalarımın Balkanlarda ne kadar insanî bir
medeniyetin mümessili olarak yaşadıklarını önceden zihnimle biliyorken daha
sonra yaşayarak öğrendim.

Ve Türkiye'den giden birçok görevlinin, genellikle, hamakatleriyle oralarda
çalıştıklarını, öz KARDAŞI olan insanlarla aralarında ne kadar çok bir
mesafe bıraktıklarını gördüm, hüsrana uğradım.

Balkanlarda, sırpların yaptığı kültürel kıyım ve tahribe benzer bir şeyi
bugün Müslüman Arapların (Vehhabilerin) petro-dolarları yapıyor.
Güzelim Osmanlı Mimarisi örneği mabetlerimizi tamir etmek yerine, kökünden
yıkıp yerine beton yığınları inşa ediyor. Estetikten, İslamın mazrufa uygun
zarf anlayışından zerrece nasiplenmemiş bu zihniyet camilerin, türbelerin
içinde bulunan mezar taşlarını parçalıyor, yok edip siliyor.

Ve Türkiye'de kendini dindar(?) sayan bütün zümreler, o mübarek Rumeli
topraklarında hala, kendilerine yandaş insanlar yetiştirme çabasıyla hareket
ediyor, asıl meseleye bir türlü vakıf olamıyorlar. Üstelik bir avuç insanı
cemaatlere, tarikatlere bölmeye çalışıyorlar.

Devletimiz ve zenginlerimiz, eski Yunan eserlerini su yüzüne çıkarma
yarışındalar. Bu bir anlamda yeni bir ihanet çeşidi değil mi?

Osmanlının elit takımı Rumeli'de yaşadı. Kültürde, sanatta, mimaride...
kısacası her alanda Rumeli, Osmanlı Medeniyetinin en önemli kesimine bir
zemin teşkil etti. Bugün bu miras, göz göre göre talan ediliyor. Bizler ise
seyircisi durumunda kaldık.

Türkiye'deki Rumelili göçmenler (bu göçmenlerin çok zengin olanları var)
yazınıza konu olan girişimlerini arttırarak kamuoyunun dikkatini "O
Topraklar"a yeniden çekebilirler; kendileri yatırım yapabilirler.
.....
Yazınızı birkaç kez okudum; bir Rumelili kadar etkilendim. Satırlarınız,
Türkiye kamuoyunu harekete geçirecektir diye umuyorum. Lutfen devam edin,
fırsat düştükçe yazın.

Teşekkür ediyor, selam ve saygılarımı sunuyorum.

Yrd. Doç. Dr. Hayati Yavuzer
Abant İzzet Baysal Üni. Eğitim Fak. Öğretim Üyesi
BOLU

>E-Posta: erkan_akkaynak@hotmail.com
Konu: TORBEŞLER VE TÜRKLÜK
Mesaj: SAYIN NEVVAL HANIM SİTENİZDE RUMELİ İNSANLARINA YER AYIRDĞINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER.BEN GÜZEL SANATLAR ÖĞRENCİSİYİM RESİM ÖĞRETMENLİĞİ 3.SINIF ÖĞRENCİSİ.
.SİZDE BALKAN GÖÇMENİMİSİNİZ BİLMİYORUM FAKAT EĞERKİ ÖYLE İSENİZ 1 KAÇ KONUDAN BAHSETMEK İSTİYORUM UZUN SÜREDİR ARAŞTIRMA YAPIYORUM BALKAN KÜLTÜRÜNÜ VE GEÇMİŞİMİZİ ŞUNU GÖRDÜM.
.OSMANLININ BALKANLARA GELİŞİ İLE ORAYA ANADOLUDAN TÜRKLER GETRİLDİ VE ÖĞRETMENLER İMAMLAR GETİRİLDİ BÜYÜKLER AYNEN ŞÖYLE DİYORLAR BİZ TÜRKÇEYİ ORADAKİ İMAMLARDAN ÖĞRENDİK YANİ MAKEDON İNSANLARI MÜSLÜMAN LIĞI KABUL EDİNCE İMAMLAR SAYESİNDE TÜRK OLAMAYA BAŞLAMIŞLAR İŞTE TÜRKÇEYİ İMAMLARDAN ÖĞRENMELERİ VE MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETMELERİYLE TÜRK OLARAK ADLANDIRIŞMIŞLAR.VE ZAMANLA HRİSTİYAN OLAN MAKEDONLARDA SİZ ÖZÜNÜZÜ UNUTTUNUZ İNKAR ETTİNİZ DİYEDE ONLARA KARŞI TAVIR ALMIŞLAR VE DÜŞÜNÜN OSMANLI ZAMANINDA BALKANLARDA BASKIN UNSUR OLMAYA BAŞLAMIŞ ORDUSU İLE VE MÜSLÜMAN OLANDAN VERGİ ALMIYORLAR YADA AZ ALIYORLAR MÜSLÜMANLARA DAHA ÇOK HAK TANINIYOR VB. NEDENLERLE BİZİM KİLER MÜSLÜMANLIĞI KABUL ETMİŞ VE O DÖNEMDE ORADAKİ MAKEDONLARDAN DAHA İİ DURUMDALARMIŞ FAKAT OSMANLI YIKILINCA ORADA ZOR DURUMDA KALMIŞLAR BİR SÜRÜ NEDENDEN DOLAYI UZATMAK İSTEMİYORUM BUNLARI O NEDENLERDEN DOLAYI TÜRKİYEYE GELMİŞLER BENİM DEDEM PARTİZAN YUGOSLAVYA ORDUSUNDA SUBAY İMİŞ VE BABAMA 1 GÜN ŞÖYLE SÖYLEMİŞ ALMAN NAZİ ASKERLERİ KÖYE GELDİKLERİNDE KÖYE TÜRK BAYRAĞI ASTIK VE ALMAN ASKERLERİ BUNLAR TÜRK DEYİP BİZİMKİLERİN KÖYÜNE SALDIRMAMIŞ YANİ 1 ÇOK NEDİNİ VAR VE SONRA TÜRKİYEYE GELMİŞLER AMA KAÇ YIL KALMIŞ ERKEKLER 4,5 YIL İÇİNDE HEPSİ ALMANYAYA GİTMİŞ NASIL 1 TÜRKLÜK YANİ HAYAT ŞARTLARI VE BAZI OLAYLAR BUNA NEDEN OLMUŞ TABİ BİZLERDE OKULLARDA TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNLE BÜYÜDÜK ANNEMDE ÖYLE BABAMDA ÖYLE VE KENDİMİZİ İYİCE TÜRK OLARAK GÖRDÜK...
.SORUNUN KAYNAĞIDA BU ZATEN HALA BABAMLAR KENDİ ARALARINDA MAKEDONCA KONUŞURLAR..
.SANMAYINKİ BİZ 1 --2 AİLEYİZ BİZDEN TÜRKİYEDE ÇOK VAR MİLYONLARCA RUMELİ İNSANI VAR TÜRKİYEDE TÜRK OLMAYAN MÜSLÜMANLAR BOŞNAKLAR,BİZ TORBEŞLER,POMAKLAR,ARNAVUTLAR YANİ BAZI ŞEYLER OBJEKTİF DÜŞÜNÜLMEDEN SORUNLARIN KAYNAĞI ÇÖZÜLEMEZ ..
.İŞİNİZDE BAŞARILAR DİLERİM SAYGILAR...
.




1032 defa okundu.

Yorumlarınız




HANGİ RUMELİ HANGİ TÜRK

ERKAN ÇAPAROVSKİ


DEĞERLİ ARKADAŞLAR BOŞNAKLAR NİYE KATLEDİLDİ,TÜRKİYE NEDEN YILLARDIR BALKANLARDA FAZLA VARLIK GÖSTEREMİYOR,VE NEDEN RUMELİ BALKAN TÜRKLERİ FEDERASYONUNUN SESİ DUYULMUYOR,NİYE TÜRK MİLLETİNE SESLENİYOR NİYE BUNA GEREK DUYULUYOR SORUYORUM.?
.NİYE MÜSLÜMAN ARNAVUTLAR YARDIM İSTİYOR VB. BİR SÜRÜ SORUN KAYNAĞI NEDİR.
KENDİ KİŞİSEL DÜŞÜNCEM İSTER KATILIRSINIZ İSTER KATILMAZSINIZ.
.GERÇEK ŞU SORUNUN KAYNAĞI ŞU BİZ TÜRK DEĞİLİZ,BİZE TÜRKLÜK HİKAYELERİ ANLATIŞMIŞ BİZLER TORBEŞİZ YANİ MÜSLÜMAN MAKEDON VE BOŞNAKLARDA ARNAVUTLARDA POMAKLARDA BİZİM GİBİ ÖZÜNDE KÖKENİ TÜRK DEĞİL AMA MÜSLÜMAN VE MÜSLÜMANLIK BALKANLARDA VE AVRUPADA TÜRKLÜK OLARAK ADLANDIRILDIĞI İÇİN MÜSLÜMAN=TÜRK OLARAK GÖRÜLDÜĞÜ İÇİN BİZİM BÜYÜKLERİMİZDE BUNU KABUL ETMİŞ KİMSEDE DEMEMİŞ HAYIR KARDEŞİM BEN TÜRK DEĞİL MAKEDONUM ARNAVUTLAR BOŞNAKLAR POMAKLARDA AYNI ŞEKİLDE KENDİNİ BÖYLE İFADE ETMİŞ.
.
.VE KÖKENİ TÜRK OLMAYAN İNSAN TOPLULUKLARIYIZ BİZ.KENDİ BENLİĞİMİZİ UNUTMA AŞAMASINDA TÜRKİ YEYE GELMİŞİZ.BENLİĞİMİZİ İYİCE UNUTMUŞUZ.BEN GORAN BREGOVİCİ DİNLERİM,PAJDUŞKAYI,ELENAYI DİNLERİM HALAY ÇEKERİM MAKEDON TÜRKÜLERİNDE .BÜYÜKLERİM MAKEDONCA KONUŞUR KENDİ ARALARINDA BABAANNEM HİÇ TÜRKÇE BİLMEZDİ VE KONYA KARAMAN HİKAYESİ VARDIR BİLİRMİSİNİZ ÇOK İYİ BİLİRSİNİZ KONYALI OLMADIĞINIZ HALDE NASIL Kİ BİZLERE KONYALISINIZ DENİLDİ BİZLERDE ÖYLE SANDIK YILLARCA..
.OBJEKTİF OLUNMALI GERÇEKLERİ SORUNLARIN KAYNAĞINI OZAMAN ÇÖZERİZ ARKADAŞLAR.
.O HRİSTİYAN O GAVUR DİYEREK O YUNAN O SIRP DİYEREK NEYİN AYRIMINI YAPIYORUZ BU DEĞİLMİDİRKİ MİLLİYETÇİLİK BU DEĞİLMİDİRKİ BU ÇAĞDA YAPILAN İNSAN AYRIMI BU DEĞİLMİDİRKİ YOBAZLIK.
.BEN DİNİ ORTADAN KALDIRDIM VE KÜLTÜRÜME BAKTIM NEDİR KENDİ KÜLTÜRÜM İNCELEDİM ARAŞTIRDIM GÖRDÜMKİ MAKEDONUM ÖZÜMDE.
.O HALDE TÜRKİYE BENİ NİYE MAKEDONYADA DESTEKLEMİYOR ...
.OLAYLARI DAHA İYİ ANLAYABİLİRSİNİZ O ZAMAN VE KESİNLİKLE BİR BÖLÜCÜLÜĞE VE AYRIMCILIĞADA GİTMİYORUM BU ÜLKEYİ SEVİYORUZ BİZİM KADAR KİMSE BU ÜLKEYİ SEVEMEZ BAKIN SAYIN PEHLİVANOĞLUNUN SÖZLERİNE NASILDA BİZİ TARİF EDİYOR BİZ BÖLÜCÜ DEĞİLİZ,AŞİRET DEĞİLİZ..
.
.ŞU BİLİNMELİ ARTIK OSMANLININ ESERİ MÜSLÜMAN RUMELİ İNSANI OSMANLIYLA BİRLİKTE TARİHE GÖMÜLDÜ ORADAKİ HALK UNUTULDU TÜRKLER BAKIYOR BUNLARIN MÜZÜKLERİ FARKLI KÜLTÜRLERİ FARKLI DİLLERİ FARKLI VE 15 MİLYONA YAKIN TÜRKİYEDE YAŞAYAN RUMELİ BALKAN İNSANI VAR..
.ARTIK KENDİLERİNİ TÜRK OLARAK İFADE EDİYORLAR EĞER SORUNLARIN KAYNAĞI İNCELENECEKSE ÖĞRENİLMEK İSTENİYORSA OBJEKTİF OLARAK İNCELEYİN GERÇEĞİ GÖRECEKSİNİZ...
.
.HERKESE SEVGİLER SAYGILAR..
.ZİVELA MAKEDONİA,YAŞASIN TÜRKİYE.


MİNNET

MUHACİR


Nevval hanım sizi tüm rumeli göçmenleri adına en insanca ve kardeşçe duygularla selamlıyorum. Yazınız nedeni ile ise ayrıca teşekkür ediyorum. Rumeli tv kuruluşunda emeği geçen gayretli bir kaç yiğit insandan biride sizsiniz. İnanın özel kanallar açılmaya başladığı ilk dönemden bu yana hep bu beklenti içindeydim. Biraz geçte olsa yitirdiğimiz değerleri tekrar kazanmak adına son derece takdire şayan bir hizmettir bu yaptığınız. Efendim inanın söyleyecek söz bulamıyorum. Şu hususu belirtmeden geçemeyeceğim. Yaklaşık yedi yıldır tgrt fm de aydiin gidelim rumeline adlı programı ile bizlere o yitirdiğimiz değerleri hatırlatarak yüreğimizdeki bu rumeli aşkının sönmemesi yönünde çok faydalı çalışmaları var ve hala devam etmekte . Ben şahsen bu programı yapan değerli insan Halil deliceyide rumeli tv kadrosunda görmek isterim. Çünkü rumeli konusunda son derece duyarlı ve donanımlı biridir, ayrıca avukattır . gazetecidir, pehlivandır, cazgırdır . Efendim belki kendisini tanıyorsunuzdur ama ben yinede kısaca kendisinden bahsetmeye çalıştım. Tekrar bu hayırlı işe emeği geçen herkesi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Bu Kategorideki Diğer Yazılar




Zaman'a Veda


Trafik


Barzani


Sigara


Dindar


Kimlik


Demirci


Pişman


Kahire


Devletin


seçim


Türk kültürü


Hırant Dink için


GAP


Adıyla müsemma


Diyalog


Nasıl gördü


Sivil


Ahlak


Toplum


AB yolunda


İsrail


İtalya'da


Globalism


İzmirlilik


Anlayana


nezaket


Avrupa'da Islam


Ramazan


Ahıskalılar


Düşünce


9/11


Günter Grass


Atatürk


Lübnan


Ahıskalılar


Savaşta


Özgür olmalı


Yaşayan Ramallah


Ortadoğu ve Gerçek


Ortadoğu


DUNYA kUPASI


Gençlik


Kırgızistan


Yunan


Rum


Solcu din


İran


Cilvegözü'nün gözü


tarım


Almanya


Ahlat


Türk azınlıklar


Baba ve Pic


Kanser ödülü


Nevruz


TAM


Rizeli kadınlar


Girit


Gemlik


Avrupa Dedikleri


Kendinle Uğraş


Karikatürle


Suç


KapKaç


Ağca


Kuş gribi


Diyanet


Gavur


Pamuktan fikir


Kasabalı


Avrupalı


Italyan


Şiddet karşıtı


Fransa'da


Mekke-Medine


Medeniyet


Hiciv


Frankfurt Kitap


İyilik


Briçe başlarken


AB Yolunda


Gemlik


Vakıf


Tiyatro


ABprojesi


Muş ‘göçüyor’


Antalya


Kimlik


Türkiye'de


Kumru ve boyoz


İstanbul kültürü


Zaman Geçti


Ahilik


Sanal çocuk


ayrımcılık


SREBRENİCA soykırımı


ÖZGÜRLÜK


Yükselen Rusya


Kıbrıs Seçimleri


ÖSS travması


Etik


Boşnaklar


Kültürün Sesi


Homurdanan yaşlı Avr


Avrupa çöküyor


Çorum kenti


Osmaniye


Ege’nin dağlarında Y


İran seçim yarışında


Meslek liseli misin


Avrupa, Türkiye ayna


Karabudun ayaklandı


Halk kahramanları nasıl dövülür?


Şehitlerin bağrından yol geçer


GAP'DA KADIN LİDERLER


Ulusal duruş ve aydın tavrı


Yurdun ışığı kadınlar


bireysiz kalkınma olmaz


değişmez gelecek


DEĞİŞMEZ GELECEK


TÜRKLER ERMENİLER


Doğu’dan Batı’ya kayma


Bolvadin ve medeniyet


Irak şapkasından İran tavşanı çıkarsa?


Büyük kentlerde bayram


AKP kadar solcu olmayan CHP!


Diyalog Avrasya Platformu


Mr.Edelman'la sohbet


AKP kadar solcu olmayan CHP!


FARKLI KÜLTÜRLERE SAYGI


Komşun farklı inançtan olsun


AB ile kalkınmak mümkün mü?


AB’nin önündeki engel: Irkçılık


Şiddeti çözmek toplumsal bir proje


Almanya


Avrupa’da ayrımcılık ve AB


ŞİDDETİ ÇÖZMEK TOPLUMSAL BİR PROJE


Reformlar peşinde Gürcistan


Kalbiniz nerede?


Avrupa’da zaman kavramı


Neo-milliyetçilik


Sessiz gelen ölüm


AMERİKAN SEÇİMLERİ


Başım gözüm üstüne Van


EURO DEĞİL MODERN İSLAM


iki dünyadan birini seçmek


Avrupa’yı düşlemek


Sapsarıydı Muş Ovası


Dışarda deli dalgalar Sinop’u oyalar


Çifte standardın yarattığı terör


2008 olimpiyatlarına doğru


RUSYA VE SOSYOLOJİ ÇALIŞMALARI


Yerleşen yabancılar ve Antalya


Kireçlenmiş zihniyet


Ahlâk ve toplumsal sermaye


HÜKÜMET NE YAPARSA İYİ YAPAR


Bir vatandaş, bir görevli


Tabularına yapışmış Yunanistan


Yemek kültürünün gücü


NATO: Sorumluluk ortaklığı


Ruh veren dil


Sabantoy Bayramı


Kötülükle bağlarımız


Kültürel pazarlama


HAYAT PLANLANIR MI?


Yabancılaşmanın ağırlığı


GENÇLERİNE SAHİP ÇIKMAYAN TÜRKİYE


Tek kanatlı Türkiye uçamayacak


FARKLI KATMANLAR, FARKLI GENÇLER


ROL MODEL EKSİKLİĞİ


5072 SAYILI FELAKET


YOKSULLARIN TEMSİLCİSİ AKP


FANTASTİK BİR KENT:KAZAN


BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ


BİLGİYLE BULUŞAN PROJE


KADINLAR POLİTİKADA VAR


THY: Bir çöküş efsanesi


Değişim içeriden gelir


Kıbrıs’ta son tango


AKP’nin gizli gündemi


BİLGİ İŞBİRLİĞİ İSTER


AZERBEYCAN ZAMAN'DA SÖYLEŞİ


İdeolojilerden arınma zamanı


Kadınlar olmadan asla


YÜKSELEN RUSYA


POPÜLER Mİ, STAR MI?


TÜRKİYE NEDEN MODA YARATAMIYOR?


Türkiye nereye gitmek istiyor?


KIBRIS DİZİSİ4


KIBRIS DİZİSİ3


KIBRIS DİZİSİ2


KIBRIS GELECEĞİNİ ARIYOR


FARKLILIĞI SEVMEYEN TERÖR


TERÖR VE BAYRAM


TERÖRÜ LANETLİYORUM


KIRIM'DA SONBAHAR


KAÇ BAHAR GÖRDÜN?


ÜNİVERSİTE YENİDEN İNŞA EDİLMELİDİR


Türkiye, Irak’ta ne yapacağına karar vermeli


Irak, Avrupa ve kadın


AB’nin yolu kadınlardan geçer


IRAK VE GLOBAL SORUMLULUK


150.YILINDA KIRIM SAVAŞI


TÜRKİYE’DE KAMPLAŞMADA SOL YOK


ALMANLAR VARLIK VERGİSİNİ KEŞFETTİ


Global güvensizlik çözüm değil


Kültürel fetih ne zaman?


KAZAKİSTAN'DA


Modernleşme, insan odaklı özgürleşmedir


Bütün sermayemiz insan


Dünyada kimlik savaşları


SİLAH AL SORUN ÇÖZ


İsmet Özel ve nezaket


TURİZM POLİTİKASI OLMADAN


Herkesin önünden sıvıştığı kapıları kırmaya cesare


TÜRKİYE KARAR VERMEK ZORUNDA


SENARYOLARIN KOMPLOLARLA DANSI


YAŞAMA SEVİNCİNİN ÖNÜNÜ AÇIN


ÇANAK ÇÖMLEK PATLADI


HANTAL VE AKILDIŞI BİR DEVLET


ÇATLAYAN İTTİFAKLARLA KURULAN DÜNYA


Yeni yılda eski savaş


KÜLTÜREL SINIRLARIMIZDA BEKLEYEN HAYALLER


ÖZGÜRLÜK BENİM KARAKTERİMDİR


AKP'NİN 2005 YILI HEDEFİ NEDİR?


DANIŞTAY IMF'YE KARŞI MI?


BİR OT ŞÖLENİDİR İZMİR


AKP'NİN KALKINMA MODELİ NE?


UMUTSUZLUK KAPISI DEĞİL BU KAPI


SAMİMİYETİ OLMAYANIN AHLAKI OLMAZ